SÜRGÜCÜ AŞİRETİ

Sürgücü aşireti bölgenin en büyük aşiretlerindendir. Sürgücü aşireti Mardin merkezinin kuzeyinde ve Savur ilçesinin batısında yer alır. Aşiretin batısında Mardin Diyarbakır yolu, Suktan Şeyxmus deresi; kuzey ve güney batısında  Barava Aşireti,, doğusunda Ahmedi köyü ile  Savur ve Köse mıntıkası,güney doğusunda Ömeryan aşireti güneyinde ise Zınnar mıntıkası, Daşiler ve Mardin Şehri yer alır.

Sürgücü isminin anlamı ve kaynağı  ihtilaflıdır., Bazıları Sürgücü ismini Sur-gücü ile irtibatlandırmakta, bazıları ise Musul  civarındaki Surçi aşireti  ile yakınlık kurmaktadır.El Mucid kitabında  ise Sürgücü için Suruç(Urfa) kazasından ayrılma bir aşiret "Suruci" ibaresini kullanmaktadır.Bu konu ile ilgili aşiret ,çinde ittifakla anlatılan bir bilgi mevcut değildir.

Sürgücü aşireti'nin köylerinde  1. Dünya savaşı yıllarına kadar  çok sayıda Ermeni ve süryani yaşamaktaydı. Halen sadece Bafava  köyünde süryani aileler yaşamaktadır.Aşiretin sadece Eydo köyü Arapça konuşmakta diğer tüm köyleri kürtçe konuşmaktadır.

Aşiretin idare merkezi Awina(Sürgücü Beldesi) köyüdür. Son yüz yılda  Aşireti yöneten Hacı Ahmet Ağa ailesi Awina'da oturmuştur. Aşirete  bağlı köylerin büyük çoğunluğu sulak, bağlık ve bahçelik köylerdir.

AŞİRETE BAĞLI KÖYLER

 Zone, Derguyz,Derduk,Kani Genikê,Barman,Bernişt,Şatih,Bakustan,Elfan, Ewina,Bakaysei Cillin,Şürê, Şutê,Dandanê,Kırdilek,Eydo,İsapar, Dengızan,Kurehelal,Kunnıfır,Kuraharam,Tizyan,Kavsan,Şivistan,Karhéta,Birkaşex,Şorşıb,Mellemus,Xarabreş,Gundık,Cırzé,Kûzerıb

 

Sultan Şéxmus,Axres,Kuferdel,Şéx Ali gibi köyler direkt olatak aşirete bağlı olmamalarına rağmen aşiretin etkisi altındadırlar.

Kırdilek köyünün durumuda ihtilaflıdır. 1925 yılında Diyarbakırda idam edilen Palulu Şeyx sait Efendinin eski dedeleri 4 . Murat zamanında(1639)'da  Kırdilekte oturuyorlardı.Çevre köylüler Şeyx Said ailesinin yerleştiği Çılsutun(Kırkdirek) tarihi mağaraları ile  Xındak(Hendek) mezrasının Sürgücü aşiretine bağlı kırkdilek köyünün Mardin Kızıltepede yerleşik mala Bubé(Bubé ailesi-Kahramanlar)'nin de aslen Xındak'lı oldukları rivayet edilmektedir. Sürgücü Aşiretine bağlı köylerin çoğu tek bir aileden değil , muhtelif yerlerden gelip yerleşen ailelerden meydana gelmiştir.

Dengızan köyünün ilk sakinleri ise, Karadeniz Trabzon, Sinop ve Zonguldak civarından geldikleri, dolayısı ile dengızan isminin denizden gelenler anlamındaki denizandan isminden türetildiği öne sürülmektedir.  Bir rivayete göre çoğunluğu Türk asıllı olan köyde mala Romi isminde bir aile vardır.Bunun aksini iddia edenlerde vardır.Awina(Aşiretin merkez köyü halen yaklaşık 4000 nüfuslu  Sürgücü beldesi) Awina isminin Kürtçe "aqv-ine" Yani içinde su bulunan sulak köy) anlamına geldiği söylenmektedir. Savurlu Hacı Beg ailesinin en eski dedelerinden Şéx İsa'nın mezarıda Awina'dadır.

KÖYDEKİ AİLELER:

Mala Sori: Irak Soran bolgesinden geldikleri ve Hristiyan asıllı oldukları söylenmektedir.Liderleri N'ame ailesidie. 

Mala Hüseyni:

 Bir kaç koldan oluşmaktadır. Bir kısmı Mazıdağından bir kısmı ise Bahdini köyünden gelmiştir.

Mala Aşık:

 Bu guruptaki ailelerin bir kısmı  Karacadağ yöresinden, bir kısmı Milli Aşiretinden bir kısmı ise Cizre'den gelmedir.

Mala Gevri:

 Kuzey Irak'tan gelmedir.

Mala Serveri:

 Köyün yerlilerinden ve çok önceleri Hristiyan oldukları,sonra Müslümanlığı kabul ettikleri söyleniyor. Ağalar köye ilk geldiklerinde Serveriler onlara karşı çıktılar.

Mala Kambo:

 Ağalar köye geldiklerinde , ağaları desteklediler, köyün yerlileridir.

Mala Odabaşi:

 Öztürk soyadını taşımaktadırlar.

Mala Xalito: 

 Aslen Zengi aşiretine bağlıdırlar.Hacı Ahmet Ağanın babası Muhammed ağa'nın onları köye getirdiği söylenmektedir.

Mala Ağa:

 Hacı Ahmet Ağa ailesidir. Şemin Soyadını taşımaktadırlar.

SÜRGÜCÜ AŞİRETİ REİSLERİ: 

Sürgücü Aşiretinin  Ağalarının  köye gelen ilk ataları Hasan Ağadır. Hasan Ağanın aslen Muş yöresindeki Hasenan Aşiretinin Toruni kolundan mensup, lakabının ise Rımıldar olduğu söylenmektedir.

Tahminen  1750 yılından sonra aşiretten ayrılan Hasan Ağanın  iki kardeşi Muş'ta kalır.Bitlis Civarındaki bir çatışmada Ağanın oğlu Xalit öldürülür. Ağa önce Mardin ovasına(Berriyeye) iner. Arap Aşireti ile çatışınca tekrar dağa çekilir. Sürgücü Mıntıkasına gelir. Bu tarihlerde Awina'da müslüman Kambo ailesi ile Ermeniler yaşamaktaydı.

Ermeniler ağanın köye yerleşmesini kabul etmeyince Ağa Tizyan Köyüne yerleşir. Awina'daki Mala Serweri de Ağa'ya karşı Muro İbni Cewahiri destekler. Bir müddet sonra Müslüman Mala Kambo, Hasan ağaya destek verince , Ağa Awinaya yerleşir. Oğullarını ve torunlarını çevre köylere yerleştirerek tam bir hakimiyet kurar.

Zor Mıstefa Ağanın bir savaşta yaralanıp öldüğü söylenmektedir. Tek oğlu olan Şemdin amcası fendi Ağa'nın damadıdır.Sürgücü Aşiretinin son yüz yıldaki en ünlü kişisi Hacı Ahmet Ağadır. 1872-1922 yılları arasında yaşayan Hacı Ahmet ağa zenginliği, otoriterliği ve çocuklarını Avrupa'ya tasile göndermesi ile nam salmıştır.

İlk eşi Şerife  Hanım Savurlu Hacı Abdullah Beg ve Merariye  Hanımın kızıdır.İkinci hanımının adı ise Perdenişin'dir.Hacı ahmet ağay'yı kendi aşiretine mensup reşo Kuri 1922 'de Mardinde öldürür.Ölüm nedeni ile ilgili farklı farklı sebepler anlatılmaktadır.Ancak ortak olarak anlatılanHacı Ahmet Ağanın kızdığı Reşo kuri'yi çok ağır bir şekilde cezalandırdığı ve ceviz ağacına çıplak bağlayarak karıncalara terk ettiği, bu durumu onur meselesi yapan Reşo Kuri'nin de ağayı mardinde çarşıda sıkıştırarak öldürdüğü şeklindedir. Olaydan sonra Musul'a kaçan Reşo Kuri'yi takip eden ağanın yakınları onu musul'da öldürürler.

Mardinli bir katolik ermeni olan 1933 doğumlu Corc Uğurel ise olayı ayrıntıları ile anlatmaktadır. Hacı Ahmet ağa Awin'anın en güvendiği adamlarının başında  katibi süryani Usé Amasé gelmekteydi. hacı Ahmet Ağa il genel meclisi toplantıları için geldiği Mardin de Use Amasé'nin yakın akrabaları Hannal Kass'ın Mardindeki evlerinde
kalıyordu.


 

Hacı Ahmet Ağa, Zinnar'da Meşkinilerin ve Daşilerin arasında yerleşik bir aileye mensup Ali Bezarê'ye bir olaydan dolayı hakaret edince Ali intikam almak için plan kurar. Hacı Ahmet Ağa'nın Hanna Kass'ın evinin hangi odasında yattığını tespit etmek için mahallenin kadınlarını evine gönderir. Kadınlar sohbet arasında Ağa'nın nerede yattığını öğrenerek Ali'ye bildirirler. 

Sokağa bakan bir odada karyolada yatan Ağa o gece her nedense kendi yatağına Hannal Kass'ı yatırır. kendisi de yanına yer yatağında yatar. Kapıda bekleyen dört muhafızın ikisi sırayla nöbet tuttamakta, ikisi ise uyumaktadır. Muhafızlardan ikisi Zonêli Halit ve Süleyman'dır. Ali Bazerê ve adamları yaz sıcağında açık duran pencereye iki merdiveni birbirine bağlayarak tırmanır ve gece karanlığında karyolada yatmakta olan Hannal Kass'ı Hacı Ahmet Ağa zannederek öldürürler. Bu suikasttan şans eseri kurtulan Ağa, Hanna'nın ailesine çok yüklü miktarda yardımda bulunur. 

Hacı Ahmed Ağa'nın Arap asıllı KÖMİRLİ ailesine mensup olan Mardin yöneticisi ile de arası açıktır. Kömirli'nin Reşö Kuri'ye elbise ve silah veridiği, Reşo'nun Hacı Ahmed Ağa'yı Mardin çarşısında Erdoba Konağı yakınında vurup kaçmasından sonra kurtulması için ona yardım ettiği, yaralanan ve yarası çok da ağır olmayan Hacı Ahmet Ağa'yı tedavi etmemeleri için Kömirli'nin doktora baskı yaptığı ve Ağa'nın ölümüne sebep olduğu halk arasında anlatılmaktadır.

 

Hacı Ahmed Ağa'nın yaralandığını duyan oğlu Kamil Bey beşyüz mavzerli adamıyla Mardin'e gelir, babasının ölmesi üzerine cenazeyi Mardin'den Avine'ye kadar Yaklaşık 60 km eller üzerinde taşıyarak köyüne götürür. 

Hacı Ahmed Ağa'nın ölümü nüfus kayıtlarında 1920 olarak gözükmektedir. Ancak torunları gerçek tarihin 1922 olduğunu, Hacı Ahmed Ağa'nın büyük oğlu Kamil Bey'in küçük kardeşleriyle ilgili miras davalarından dolayı, tarihi değiştirdiğini öne sürmektedir. Hacı Ahmed Ağa'nın kücük oğulları Selahattin ve Hilmi de 2. Dünya Savaşı yıllarında İsviçre'nin Davos Şehrinde Tahsil görmüşlerdir. 

SÜRGÜCÜ aşiretinin Şeyhleri EYDO köyünde yerleşik Şex Ramazan Ailesidir. Aile Kadiri ve Rıfai'dir. Xêx Ramazan'ın Seyyid olduğu ve Hakkari civarından önce Mardin SELAX köyüne oradan da Eydo'ya geldiği söylenmektedir. 

 



Kaynak: Altan Tan

(T. Berriye'ye S.282/287))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder