Ziriki, Zirikan, Ziraki Aşireti

Şerefnameye göre Zırki kelimesi Arapçadan gelen  Erzak Kelimesinin günümüze kadar Zirikan oalarak değişikliğe uğraması ile ortaya çıkmış bir kelimedir, 

Zirikanlılar dört koldan meydana Gelmektedir;

1-Tercil beyleri(Batman suyunu Batısında, 2-Atak beyleri, 3-Dérzini(eski bir  hristiyan Maastırı Dérézır) 3-gırdıkan beyleridir.

Bazı sebeplerden dolayı Hasan Bin Seyid Abdurrahman adında biri Arap bölgesinden Mardin civarına göç eder.  Mardin yakınlarındaki Atak Kalesi’ne yerleşen Şeyh Hasan Kendisini riyazete, zikre ve Allah’a ibadete verir. Devamlı mavi elbise giydiği için halk arasında kendisine Şeyh Ezreki (Mavili Şeyh) derler. Diğer bir görüşe göre mavi gözlü olduğundan kendisine bu lakap verildi. Daha sonra bu isim Zirriki, Zırıki olarak söylenmeye başlandı. Halk, gayet abid ve ibadeti sevmesi dolayısıyla bu zatın etrafına toplandı.  Halkın bu kadar kısa zamanda şeyhin etrafında toplanması ve büyük bir güç olmaya başlaması sebebi ile devrin Mardin beyi Emir Artuk Bin Ekseb kendisinden korkmaya başladı. Artuk Bey, Şeyh Hasan’ı Mardin kalesinde hapse atmaya karar verdi. Fakat bu hapis sırasında Şeyh Hasan’dan zuhur eden bazı olağanüstü hal ve kerametler. Artuk Beyi korkuttu. Artuk Bey şeyhin gerçekten bir Allah dostu olduğuna inandı. Onu hapisten çıkardı. O sırada kızı sevdaya tutulmuş ve delirmişti. Devrin tabip ve cerrahları onu iyileştirmede aciz kalınca Emir Artuk şeyhten kızı için dua etmesi ricasında bulundu. Şeyh dua etti ve Allahın izni ile kız sıhhatine kavuştu. Artuk Bey Şeyh Hasan’ın bu kerameti karşısında onun müridi olmaya ve tarikatına girmeye karar verdi. Daha da İleri giderek kızını Şeyh Hasan’la evlendirdi. Uzun bir müddetten sonra Artuk Bey vefat etti.  Halkın da kabul etmesi ile Şeyh Hasan, Mardin’de bir bölge beyliğine getirildi. Emir Artuk Bin Ekseb o dönem Selçuklu Devleti’ne bağlı Mardin, Harput, Diyarbakır, Mıcıngerd ve Hasankeyf bölgesi valisi idi.

Seyit Hasan’ın soyunun İmam Ali’ye dayandığını yazan Şerefname, O’nun şeceresini babadan oğula şu şekilde verir: İmam El-Murtaza Ali, Hüseyin, Zeynel Abidin, Muhammed El Bakır, Seyit Cafer (Cafer-i Sadık olmalı, SC), Seyit İsmail El-Ekber, Seyit Yahya El-Ekna, Seyit Cafer El-Katil, Seyit Tahir, Seyit Ali, Seyit Kasım, Sefil, Seyit Ahmet, Seyit Abdurrahman, Seyit Hasan (Zırkanlılar’ın atası olan Seyit Hasan-ı Ezraki).

Bu soyağacı Şeyh Hasan Ezraki ve Zırkanlılar’ın o tarihteki inançlarına açıklık getirmektedir. Şerefname, Şeyh Hasan’ın Ahmet, Süleyman, Kasım, Yusuf ve Hüseyin adlarında beş oğlunun adların verir. Tercil ve Atak (Hazro ve Lice)’ın bir zaman için Şeyh Hasan ve burada adlarını verdiği oğulları tarafından yönetildiğine işaret eder. 
Şerefname’nin Tercil Beyleri bölümündeki bilgilere göre bu evin yönetimi Akkoyunlu Uzun Hasan peryodunda ve sonrasında hala sürmektedir. Akkoyunlular’la karşılıklı evlilikler yaptıkları ve bir süre için Bitlis Beyliği’nin de Zırkanlılar’ın yönetimine verildiği anlaşılmaktadır (Şerefname, s. 278-279)

Zirikanların Yerleşim Yerleri 

Yukarıda isimlerini saydığımız Zirikan beylerine bağlı Zirikanlılar Günümüzde  birçok bölgede dağınık şekilde yaşamlarına devam etmektedirler. Şanlıurfa merkez, Birecik, Suruç, Siverek, Van, Erzurum, Erzincan, Hınıs’ın yanı sıra İran, Irak gibi memleketlerde Zirikanlara rastlanmaktadır.

Atak Zirikileri     

Atak, Diyarbakır Lice kazası civarında bulunan bir kaleye verilen addır. Günümüzde köy halindedir. Atak Zirikanlarının aşiret reisleri Ahmet Bin Mir Muhammed ailesidir. Bu bey Şah İsmail döneminde yaşamış biridir. Şah İsmail Diyarbakır’ı istila edince Atak’ı da Mir Ahmet Bey’in elinden alarak Kacar aşiretinin hâkimiyetine verdi.

Atak Zirikileri bu haksızlık karşısında Atak’ı terk edip çeşitli bölgelere dağıldılar. Aradan uzun bir müddet geçmeden Osmanlı Sultanı Yavuz Selim Han Çaldıran’da Şah İsmail’i yendi. Böylece Diyarbakır Osmanlının hâkimiyetine geçti. Bunu fırsat bilen Atak Zirikilerinden bir grup Atak yakınlarına göç ederek orada harabe halinde olan Mılh (Tuz) kalesine yerleştiler.  Kaçarlar. Bu durumdan sıkıntı duymaya başladılar. Zirikilerin bu kalede, hem de kışın en soğuk aylarında ne yapacakları belli değildi. Fakat Kaçarların itirazı üzerine Zirikiler: “Bizim Mırdasi aşireti ile ezeli bir düşmanlığımız var. Bizi imha etmelerinden korkuyoruz. Bahar mevsimine kadar burada kendimizi emniyete alacağız. Baharla beraber göçüp gideceğiz.” dediler. Kaçarlar bunların bu kalede kalmalarına izin verdiler. Fakat karanlık bir gecede Zirikanlar merdivenleri kale duvarına dayayarak Atak kalesi gece bekçilerini öldürüp Kaçarları kılıçtan geçirdiler. Arkasından beyleri olan Mir Ahmet’e haber yollayıp gelmesini söylediler. Olay duyulunca Osmanlı sultanı Yavuz Selim Han tarafından da hoş karşılanıp onaylandı. Mir Ahmet Bey uzun süre başkanlık yaptıktan sonra vefat etti. Yerinde üç erkek çocuğu kalmıştı. Şahin Bey, Yusuf Bey, Mahmut Bey...  Üçkardeş aşiret reisliği konusunda anlaşamayınca İstanbul’a Osmanlı sultanı ile görüşmeye ve onun vereceği direktife göre davranmaya karar verdiler. Sultan Selim Han Atak’ın üç parçaya bölünmesini ve her parçaya bir kardeşin beylik yapmasını, bir kısmının da devletin hazinesine bırakılmasını belirleyen bir ferman ile bunu teyit etti. Üçkardeş geri dönüp ayrıca Diyarbakır beylerbeyine hitaben yazılmış bir başka fermanı da beraberlerinde getirdiler. Fermanda Atak’ın gelirlerinin hesaplanması için bir memurun tayin edilmesi emrediliyordu. Memur Atak’ı parasal değerlere ve gelirlerine göre pay etti. Şahin Bey’e en yüksek paye verildi.  Kardeşlerden Mahmut Bey çok geçmeden vefat edince onun idaresi altındaki yerler Kubat Bey’e verildi. Kubat Bey; Rüstem Paşa’nın Diyarbakır beylerbeyliği döneminde ihanetle Suçlanması neticesinde suçlu bulunarak idam edildi. Uzun bir süre Atak Osmanlı memurları tarafından idare edildi. Kanuni Sultan Süleyman’ın Azerbaycan seferi sırasında Atak yeniden üçüncü Kardeş Yusuf Bey’e verildi. Yusuf Bey uzun süre bu havalinin yönetimini üstlendi. Yusuf’un ölmesi üzerine sancağın idaresi Osmanlı memurlarından Ahmet Bey’e verildi. Yusuf’un Hasan isminde sadece bir oğlu vardı. Sultan II. Selim Han döneminde Hasan Bey sultanla görüşmek üzere İstanbul’a gitti. Veziri azam Mehmet Paşa’nın da yardımı ile Atak sancağı beyliğine atandı. 20 yıl kadar uzun sure bu havaliyi yönetti Ölünce yerinde iki evlat bıraktı Yusuf Bey ve Veli Bey.

Hasan Bey’in ölümü sırasında Osmanlı tahtında III. Murat görevde idi. Bir emirname ile Atak idaresi Yusuf Bey’e verildi. Yusuf Bey uzun süre yaşayamadı. Vefat etti. Yerine kardeşi Veli Bey reisliğe geçti. İbrahim paşanın beylerbeyliği döneminde bazı isyanlar bahane edilerek Atak reisliği Zülfikar Bin Şah Bey’e 40000 Flori vergi ödemek şartı ile verildi. İbrahim Paşa ise azledilerek Yedikule zindanına atıldı. Tahta III. Mehmet geçince İbrahim Paşa, Yedikule’de idam edildi. Daha sonra padişahın bir fermanı ile Atak beyliğine Veli Bey atandı.

            Tercil Zirikileri   

Tercil Diyarbakır yakınlarında iki kalenin birleşiminden meydana gelir. (Tercil ve Darin) Tecil Zirikilerinin ilk beyleri Seyid Şeyh Hasan Azraki’nin torunlarından Seyid Hasan’dır. Bu adam vefat edince yerine oğlu Ömer reisliğe geçti.  Ömer Bey Akkoyunlu devletinin kurucusu Uzun Hasan ile çağdaştır. Uzun Hasan, Ömer Bey’i çok sever ve kendisine saygı gösterirdi. Uzun Hasan Ömer bey’in kızı ile de evli idi. Ömer Bey’in kızından doğan oğlu zamanında Ömer Bey Bitlis valiliğine atandı. Uzun Hasan’ın oğlu Yakup Bey zamanında Ömer Beyin oğlu Budak Bey Atak ve Tercil şehirlerine bey olarak atandı. Budak bey 1484 yılında vefat etti. Yerine oğlu Ahmet Bey reisliğe geçti. 1508 yılında Diyarbakır’ın Şah İsmail tarafından istilası sırasında şehit edildi. Yerine kardeşi Ali Bey Tercil beyliğine geçti. 22 yıl süre ile tercili idare etti. Daha sonra yerine Şemsi Bey geçti. Daha sonra sırayla bu beyliğe Haydar Bey Bin Şemsi Bey. Budak Bey Bin Haydar Bey, Hasan bey Bin Budak Bey. İsmail Bey Bin Budak Bey, Ömer Bey Bin Haydar Bey reislik yaptılar.

            Kürdükan  (Gırdıkan )Zirikileri: 

Şeyh Hasan Zirikin’in çocuklarından Habil’in evlatlarından Mir Nasır Bey Kürdükanların ilk bilinen reisleridir. Bu reis Derzin Kalesi’ndeki Zirikan aşiret reisi Şah Kuli ile arasındaki Menar Köyü kavgaları ile meşhurdur.  Bu köy yüzünden iki akraba aşiret defalarca birbirleri ile savaşmışlardır. Bir ara Derzin beyi Şah Kuli Osmanlı sultanından Menar Köyü’nün kendisine ait olduğunu belirten bir emirname almak üzere İstanbul’a gittiği haberi ortalığa yayıldı. Bunu haber alan Nasır Bey doğruca İstanbul’a gitmek üzere birçok adamıyla yola çıktı. Bolu Dağı civarında pusuya yatarak Şah Kuli’yi beklemeye başladı. Şah Kuli, Bolu Dağı eteklerine varınca Nasır Bey’le karşılaştı. İki taraf arasında yapılan savaşta Şah Kuli ve arkadaşlarının tümü öldürüldü. Bu olayı duyan Bolu mirlivası Nasır Bey’e hücum ederek onu 30 adamıyla yakaladı. Hepsini ibreti âlem için yol boyundaki ağaçlara asarak idam etti.

Nasır Bey’den sonra yerine oğlu Muhammed Bey Kürdükan reisliğine geçti. Fakat bu da Derzin ile olan ezeli düşmanlığa devam etti. Derzini Ziriki reisi Muhammed Bin Duman Bey’in adamları tarafından öldürüldü. Yerine oğlu Nasır geçti. Nasır henüz küçük yaşta idi. Fakat onu Hazzo Kethüdası Şemsettin Bey destekliyordu. Şemsettin Bey Derzini Zirikilerinden kan pahası olarak bela olmuş Menar Köyü’nü aldı. Şemsettin ayrıca her iki tarafı da barıştırdı. Fakat bir şartla ki Nasır Bey’in babasını öldüren Zirikanlı Mahmut Bey Derzini beyi Muhammet Bey’in yanında kalmayarak sürgün edilecekti. Gerçekten de Mahmut Bey Bitlis’e sürgün edildi. Fakat son derece siyasetçi olan bu adam Kethuda Şemsettin’in adamlarını kandırarak Şemsettin’i kendi adamları eliyle öldürttü.  Şemsettin Bey’in adamları bu cinayetten sonra Hazzo’ya kaçtılar.

Nasır Bey oyun oynamayı çok severdi. Vaktinin çoğunu saz dinleme ve eğlenme ile geçirirdi. Yanında çalışan abitlerden  (hizmetli) Hasan adında biri her gün gelir onu güldürür ve onunla oyun oynardı. Bir gün esrar içmiş ve sarhoş bir halde gelmişti. Belindeki kama ile Nasır Bey’i vurarak öldürdü. Diğer abit ve agitler hücum ederek bu adamı öldürdüler. Aynı gün Kürdükan reisi Halil Bey’e de hücum ederek öldürdüler. Nasırın ölümünden Halil’i sorumlu tutuyorlardı. Bu Halil Bey bir süre Kürdükan Beyliği’ni yapmış daha sonra Osmanlı sultanı tarafından görevden alınmıştı. 80 yaşında bir ihtiyar olarak Nasır Bey’in yanında yaşıyordu. Nasır Bey’in yerinde iki evladı kaldı. Mir Muhammed ve Mir Ebubekir.  1597’den sonraki hayatları bilinmiyor.   

Derzini Zirikileri     

Şeyh Hasan Ziriki’nin çocuklarından Kabilin soyundan olan Derzini Zirikanların ilk meşhur ve tanınan beyi Emir Hamza Bin Emir Halil Bin Emir Gazi’dir. Bu bey Şah İsmail’in çağdaşıdır. Uzun süre ile şahın emri ile Derzini bölgesinin beyliğini yaptı. Yavuz Selim Han’ın bölgeye gelmesi sırasında ona biat ederek Osmanlıyı destekledi. Vefat edince yerinde dört evlat bıraktı. Şah Kuli, Yakup, Ali, Cihangir beyler.

Emir Hazma vefat edince yerine Ali Bey reisliğe geçti. Fakat bu da kardeşleri ile beylik yüzünden savaşa tutuştu. Sonunda tüm kardeşlerini yenerek tek başına hâkimiyeti sağladı. Ölünce 1535 yılında yerine Şah Kuli reisliğe geçti. 

 Şah Kuli 8 yıl boyunca Derzini Beyliği yaptı. Yukarıda da bahsettiğim gibi Bolu da Kürdükan reisi Nasır Bey tarafından öldürüldü. Yerine kardeşi Yakup Bey reisliğe geçti. Yakup Bey meşhur bir şairdi. Divana Yakubi diye bir de divanı bulunmaktadır. Yakup Bey 25 yıl gibi uzun bir süre reislik yaptıktan sonra kendi isteğiyle reisliği bıraktı. Yerine oğlu Duman Bey geçti. Duman bey Çıldır savaşında şahın adamları tarafından şehit edildi. Yerine Oğlu Muhammed Bey reisliğe geçti. Muhammet Bey 1579 yılında babasının ölümü üzerine 15 yaşında iken reisliğe geçti. 

ZİRİKANLILARIN ÖNEMLİ ŞAHSİYETLERİ

1-ZİRKANLI KEREMÊ KOLAĞASI

Hamidiye alayları adına Maku ve qeleni köprüsünde Ferzende,Şemıkanlı Temır ve Feto ile beraber İranlılara karşı üstün bir kahramanlık gösteren ve Kerem" kol Ağası olarak ün yapan  Karayazılı kerem Begé zirkidir, Şéré Qeleniyé olarak ün yapmıştır,

 

2-Şems Bey

Kürdi Şems Bey adıyla ünlüydü. Ahmet Bey'in oğlu ve İtaki imaretinin emi¬riydi. Çaldıran Savaşı'ndan sonra Osmanlı Devleti'nin himayesine girerek, TercilKalesi'ni ele geçirdi. (Kürtler)

3-Haydar Bey

Zırki ailesinden Kürt Şems Bey'in oğlu ve Tercil emiridir. Kanuni Sultan Süleyman'ın fermamyla ba¬basının yerine emir olarak atandı. Uzun bir süre hükümdarlık yaptı. KumandanMustafa Paşa ile birlikte Şirvan, Gürcistan ve Van seferlerine katildi. ÇaldıranSavaşı sırasında diğer Kürt emirleriyle birlikte meşhur oldu.

4-Nasır Bey

Bu Kurdukan (Gırdıkan)  emiridir. Nasır Bey ile Şah Kuli Bey el-Derzeni arasında düşmanlık vardı. Nasır Bey, Şah Kuli'yi öldürdükten sonra, kendisi de Osmanlı Sultanı'nm emriyle Bolu'da öldürüldü.

5-Ahmet Bey

İtak hakimi Emir Muhammed Zeraki'nin oğludur. Şah ismail'in zamanındayaşadı. Şah İsmail, Ahmet Bey'in ülkesini işgal ederek, buraya Kaçar ailesininbir bölümünü yerleştirdi. Ancak Çaldıran Savaşı'ndan sonra Zeraki Aşireti, Kacarlar'ın büyük bir bölümünü öldürdükten sonra ülkelerini geri aldılar. Bununüzerine Sultan Yavuz, Ahmet Bey'i İtak Hakimi olarak atadı ve kendisine Sultan Fermam'nı verdi.

6-Zülfikar Bey

İtak emiri Ahmet Bey'in torunu, Şahem Bey'in de oğludur. Zülfikar Bey, Halep Beylerbeyi ibrahim Paşa'ya yılda 40 bin Kelorin verince, İtak emiri oldu. Türk olan İbrahim Paşa, Kürtimaretierini adeta müzayedeye koymuştu. Kim fazla para verirse, imareti onaveriyordu. Bu neden zalim İbrahim Paşa diye anılıyordu. İbrahim Paşa, Sultan Muhammed döneminde görevinden alınarak idam edilince Zülfikar Bey, otomatikman azl edildi

7-Dudeman Bey

Derzeni hakimi Şah Kulu'nun torunu, Yakup Bey'in de oğludur. Yakup Bey,şiir ve sofuluğa çok düşkün olduğu için imaretinin işlerin i Dudeman Bey'e bıraktı. Kahraman bir emir olan Dudeman Bey, H.986 (M. 1578) yılında katıldığı Çaldıran Savaşı'nda şehit düştü.

8-Şah Kulu Bey

Derzeni emiri Muhammed Bey'in oğludur. Kardeşi Ali Bey'den sonra H.941(M. 1 534) yılında hükümdar oldu. Bu görevi 8 yıl sürdürdü. Kürtkani Nasır Bey taraflndan öldürüldü.


Derleme:Memedé Kazım

UYARI: SİTEMİZİN TÜM HAKLARI SAKLI OLUP, İNTERNET ÜZERİNDEN YAYIN YAPMAKTADIR.
İZİNSİZ VE KAYNAK GÖSTERİLMEDEN KULLANILAMAZ.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder