Rozki kelimesi Farsça kökenli bir kelime olup, bir gün anlamına gelen “yek roj” manasını taşır. Bazıları bu sözcüğün yazılış biçimini (C) harfi ile bazılarıda (ş) harfi ile tespit etmişlerdir. Roj kelimesinin sonundaki “ki” harfleri kelimeye bir gün anlamını kazandırmaktadır.
Rojki aşireti 24 kürt aşiretinin bir günde Bitlisin batısındaki Xwét (Xuvit) köyü cıvarındaki tab denilen yerde toplanıp ittifak kurmalarından doğmuştur. Kabilelerden meydana gelen bu topluluk, daha sonra iki ünlü kola ayrılmıştır.
Birinci kola Bilbasi, ikinci kola ise Qewalisi(Kavalisi) denilmiştir. Bu isimlerin kaynağı ise Hakkari hükümdarlarının köylerinden iki köyün adlarıdır.
Diğer bir rivayete göre ise; Bu iki sözcük Baban aşiretlerinden iki aşiretin adlarıdır. Dillerde yaygın olan rivayetlere göre; tab beldesinin topraklarında payı olmayan kimse Rozkanlı değildir.
Doğu Anadolu’daki beyliklerin içerisinde 1220 – 1670yılları arasında 450 sene yaşamış olan en uzun ömürlü beyliktir (Şeref Han,eseri olan Şerefname de bu süreyi 760 yıl olarak göstermişse de, doğrusu 450yıldır). Şeref Han sülalesi İran hükümdarlarından Kisra’ya bağlanmaktadır.Şeref Han, Şerefname isimli eserinde kendi sülalesi hakkında şunları söylemektedir: “Bil ki, dillerde yaygın şekilde dolaşan ve bazı tarihlerde zikredilen bilgilere göre Bitlis hükümdarlarının (Şeref Han’ların) soyu Kisra krallarına (İran’daki Sasani kralları) ulaşır. Çünkü halk arasında bunların Nuşirevan’ın soyundan ve torunlarından oldukları yaygındır.”
Nuşirevan zamanında İran hükümdarlarının beşincisiolan Firuz oğlu Camasb, Şirvan ve doğu bölgesinin hükümdarı idi. Öldüğü zaman Behvat, Serhab (Surhab) ve Nares (Nersi) ismindeki üç oğlundan sonuncusu olan Nares babasının yerini almıştır. Nuşirevan tarafından özel olarak talim veterbiye ettirilen Nares, Gelan (Geylan) ülkesini istila etmiş ve hükümdarın kızıyla evlenmiştir. Rüstemdar (Zal oğlu Rüstem) sülalesi Nares’in oğlu Ceylan Şah’tan türemiştir. Bu bilgiler ışığında Şeref Han’ların, İran’dan Bitlis’e gelen İran (Acem) asıllı bir sülale olduğu ortaya çıkmaktadır.
Oğullardan Serhab, Şirvan hakimliğinde kalarak Şirvanbeyleri sülalesini tesis etmiştir. Behvat ise eline geçen az bir gelire kanaatgetirerek Ahlat’a yerleşmiştir. Bitlis’e uzun bir süre hükmeden Şeref Han sülalesi bu kişiye dayanmaktadır. Böylece İran Rüstemdar ile Şirvan beyleri bukişiyle amca oğlu olmaktadırlar.
Eyyubiler döneminde (1207-1229) Bitlis bölgesiniyöneten ilk Bitlis Beyi Melik Eşref’tir (1220). Bu kişi Ahlat halkınındirenişine karşı bir güç oluşturmak için Hakkari yöresinde bulunan Rojki(Rojeki/Rozkan/Rojkan/Rojkian) aşiretini Bitlis’e getirerek burayayerleştirmiştir. Şeref Han’lar işte bu aşiretin beyleridir.
Şerefname’de belirtildiğine göre Rojki aşireti 24boydan oluşmaktadır. Bu boy 12 şerli iki ana gruba ayrılmıştır. 12 gruptanoluşan birinci kola Bılbasi, diğer12 gruptan oluşan ikinci kola Kavalisi adıverilmiştir. (Eğer dikkat edilirse bu aşiretin oluşumu, Oğuz boylarınınoluşumuyla aynıdır. Selçuklu döneminde de değinildiği gibi Oğuzlar 24 boydanoluşmaktadır. Bu 24 boy iki ana gruptan oluşmaktadır. Birinci kol 12 boydanoluşarak Bozoklar, diğer kol yine 12boydan oluşarak Üçoklar ismini almıştır. Oluşum bakımından Rojki aşiretiyle Oğuzlar tamamen birbirlerine benzemektedir) 24 boydan oluşan Rojki aşireti Bitlis ili, Mutki ilçesine bağlı Kavakbaşı (Tap- Mutki’ye bağlı bir nahiye) denilen yerde toplanarak aralarında ittifak kurmaya karar vermişlerdir. Bu karardan sonra Rojki aşireti iki anakola ayrılmıştır.
Bu toplantıdan sonra güçlerini birleştiren Rojkiaşireti Bitlis, Hazzo ve Sason taraflarını tamamen ele geçirdiler. Bir müddetsonra bu aşiretin reisi ölünce aralarında anlaşmazlık çıkmaya başladı. Aşiretliderleri birbirleriyle savaşmaya başladılar. Bu duruma bir çare bulmak içinaşiret liderleri bir araya gelerek; “Kisra sultanlarının soyundan olup, Ahlatşehrinde oturan Behvat’ın oğullarından İzzeddin ve Diyaeddin (Diyadin) adındakiiki kardeşe gidip, onları kendilerine yardımcı olmaları ve lider olarakbaşlarına geçirmek için çağırmaya” karar verdiler.
Bu fikri yerine getirmek için Rojki aşiretinin ilerigelenleri Ahlat’ta bulunan bu iki kardeşin yanına giderek fikirlerini söylemişve bu iki kardeşi alarak Bitlis’e getirmişlerdir. İzzeddin Bitlis hükümdarlığına,Diyaeddin ise Hazzobeyliğine getirilmiş, bütün Rojki aşireti bu kişilerin emrine girmiştir.
Bu dağılımdan az bir süre sonra Bitlis halkı,hükümdarları olan İzzeddin’e değil de, Hazzo hükümdarı Diyaeddin’e yanaşmayabaşlamıştır. Diyaeddin, Bitlis halkının İzzeddin’den nefret ettiğini, kendisinemeyilli olduğunu görünce bu fırsatı değerlendirmek istemiştir. Diyaeddin,kardeşini ziyaret etmek amacıyla Hazzo’dan Bitlis’e gelmiştir. Bitlis kalesinde iken kale muhafızlarından kendisini destekleyenlerle bir toplantı yaparak şukararı almıştır; “Ben geri dönmek üzere yola çıkmak için Bitlis kalesinden çıktığımda şüphesiz ki kardeşim de beni yolcu etmek üzere benimle birlikte kalenin dışına çıkacaktır. Ben o zaman kalede bir şeyimi unutmuş görünerek bunualmak için kaleye geri döneceğim. Ben içeri girdikten sonra sizler de kalekapısını kardeşimin yüzüne kapatırsınız ve ben de böylece kaleyi ele geçirmişolurum”
Sonunda Diyaeddin bu planını uygulamaya koyarakBitlis şehrine hakim olmuş, kardeşi İzzeddin’i Hazzohükümdarlığına göndermiştir. Hazzo hükümdarları İzzeddin’in, Bitlis hükümdarları daDiyaeddin’in soyundandırlar.
Şeref Han sülalesinin Bitlis Beyliğindeki tarihiseyri kısaca şöyledir.
1220 yılında Bitlis’te beylik yapan ilk Şeref Hanbeyi Melik Eşref’tir. Melik Eşref’in ölümünden sonra yerine kardeşi Necmeddingeçmiştir. Ondan sonra sırasıyla Necmeddin’in oğlu ve torunları olan İzzeddin,Mir Ebubekir, Mir I. Şeyh Şeref ve Mir Ziyaeddin (Diyaededin) hükmetmişlerdir.Mir Ziyaeddin’i Hacı II. Şeref (1394-1421) takip etmiştir.
450 yıllık Şeref Han sülalesi yönetimi içerisindeBitlis; İlhanlıların, Celayirlerin, Timurluların, Karakoyunluların,Akkoyunluların, Safavilerin ve Osmanlıların egemenliği altına girmiştir.
Hacı II. Şeref döneminde Timur Bitlis kapılarınadayanmış, Hacı Şeref Timur’a tabi olduğunu bildirmesi üzerine yerindebırakılmıştır. Kendisine Timur tarafından Bitlis’ten başka Pasin, Avnik,Malazgirt ve çevreleri verilmiştir.
1421 yılında Hacı Şeref ölünce yerine oğlu I. Emir Şemseddin geçmiştir. Bu dönemde Timur ordularından kaçan Karakoyunlu hükümdarı Kara Yusuf, 1405 yılında Emir Şemseddin’e sığınmış, onun büyük yardımlarını görmüştür. Bunun karşılığında da Kara Yusuf kızını Emir Şemseddin’e vermiştir.Emir I. Şemseddin, 1423 yılında Ahlat kalesi önlerinde kayınbiraderi İskender(Karakoyunlu hükümdarı Kara Yusuf’un oğlu) tarafından öldürülmüştür. MezarıBitlis Gökmeydan mevkiinde bulunan İhlasiye Medresesi yayındaki Veli Şemseddin türbesindedir. Alim ve fazıl kişi olan bu zat, halk arasında “Veli Şemseddin” adıyla anılmaktadır. Bu kişi kargaşalıklar döneminde kendi adına hutbe okutturmuş, para bastırmıştır. Emir I. Şemseddin Bitlis’te bir zaviye, bir daruşşifa, bir misafirhane, “Şemsiye” adıyla anılan Gökmeydan Camiini ve bugünki Han Hamamını yaptırtmıştır. Bitlis'teki zaviyesinde fakirlere her gün bedava ekmek ve yemek verilirdi.
Kaynak;Kısmen Bitlis-bel tr
ÖNEMLİ ŞAHSİYETLERİ
1-Şemseddin (Emir Şemseddin),
Rozki aşiretinin emiridir. Babası Hacı Şeref Bey öldükten son¬ra Timurlenk tarafından aşiretiyle birlikte İran'a gönderilerek, vali unvanıylaödüllendirildi.Şerefname'de belirtildiğine göre, Şinasi Ali Efendi, Bitlise giderek, imaretinidemir bir yummkla yönetmiştir. Ayrıca, Karakoyunlu Kara Yusuf, Mısır emirindenkorkarak, ona iltica ettiği belirtilmektedir. Emir Şemseddin, Kara Yusuf ukabul ederek kızını onunla evlendirdi. Yasin ve Evnik kalelerini ona bıraktı. Ka¬ra Yusuf, ülkesini yavaş yavaş genişleterek Marend, Şerur ve Maku'yu işgal etti.Bundan sonra Mirza Miranşah'a galip gelerek Tatar ordusunu ortadan kaldırdı.Bu suretle bütün Azerbaycan H.810 (M. 1406) yılında onun idaresi altina girince,Karakoyunlu hükümetini kurdu. Bitiis imaretide onun himayesi altina girdi.Emir Şemseddin ile iyi bir ilişki kurdu. Ona Ahlat, Muş ve Hınıs'ı verdi. Ancakbir süre sonra Kara Yusuf un oğlu tarafından öldürüldü.
2-Şemseddin (Emir Şemseddin)
Veli Emir Şemseddin'in oğludur. Küçük yaşta babasını yitiren Emir Şemseddin'ninyerine Bitlisi, kardeşi Seyit Ahmet ile Şah Hatun idare ettiler. Bir süresonra Seyit Ahmet, Şemseddin'in korkusundan kaçınca Bahti kabileleri arasındasavaş başladı.Şemseddin Bey, H.835 (M. 1432) yılında koleraya yakalanarak öldü.
3-Şemseddin (Emir Şemseddin)Bitlis emiri olan İbrahim Bey'in kardeşidir. Uzun Hasan'ın emriyle kardeşihaps edüince Oroh Kalesi'ne çekildi. Orada Bahti aşiretlerinin reisi emir Mu¬hammed'in kızı ile evlendi. Bir süre bu aşiretin içinde kaldı. Bidis imareti uzunbir süre emirsiz kalınca Akkoy unluların emri altına girdi. Daha sonra Rozki aşi¬retlerinin bir reisi, Kelhuki ve Bidis hakimler ailesinden iyi niyedi olan Muham¬med Ağa geldi. Onu yanına alarak Bitlis'e yakın Türkmen aşiretinin reisi Mu¬hammed Şalevi ile savaşırken öldürüldü.
4-Şemseddin (Emir Şemseddin)
Emir Şeref, Şerefhan'ın oğludur. H.939 (M. 1533) yılında babası onu ŞahTahmasp'ın himayesi altina verdi. H.940 (M. 1534) yılında babası öldürüldüktensonra halk tarafından Bitlis emirliğine seçildi. Ancak Osmanh Devleti bunuonaylamadı. Emir Şemseddin mecbur kalarak inzivaya çekildi. H.941 (M. 1535)yılında Sultan Süleyman'ın emriyle, Başbakan İbrahim Paşa tarafından İran sa¬vaşına gönderildi. Emir Şemseddin, Sadrazam'ın yanına giderek ona hediyelervererek, sefere iştirak etti. Bundan sonra Sultan onu Malatya hakimi olarak tayinetti. Ancak o gitmeyerek, ikinci kez Şah Tahmasp'a iltica etti. Şah Tahmasp tara¬fından Han lakabıyla ödüllendirildi. Seram ve Marağa hakimi oldu. Bir süre son¬ra tekrar inzivaya çekilerek İsfehan'da kaldı. Birkaç yıl sonra İkinci Şah ismailtaraflndan çağrılarak, kendisinden hizmet etmesi istenildi. O tarihte 75 yaşındaolan Emü- Şemseddin, Kazvin'e ulaşmadan yolda öldü
5-Mahmut (Derviş Mahmut)
Geleçiri diye tanınan Derviş Mahmut, Rozki Kürt aşiretine mensuptur. îyi birşair olan Mahmut, üslubunda Mevlana Hakimeddin İdirisi el-Bidhsi'yi taklidederdi. Bitiis Emiri Şeref Bey'in yanında kaldı. Emirin ölümünden sonra İstan¬bul'a gidip. Sadrazam Rüstem Paşa'ya yaklaşti. Buradaki Kürdistan emirierininmercii oldu. (Şerefname)
6-Şerifhan
Hakkari'de doğan Şerifhan, H.1101-1161 (M.1690-1748) yıllan arasında yaşamıştır. Bitlis hakiminin ailesine mensuptur. Kurmanci lehçesiyle şiir ve gazeller yazan Şerifhan, Kürt sorununu konu alan Farsça yazılar yazmıştır.
7-Şerefhan
Bidis hakimi Emir Şemseddin'in oğludur. H.944 (M. 1537) yılı Zilkade ayının 20. günü Kum kentine yakın bir yer olan Kerut'ta doğdu. Şah'ın sarayında bü¬yüdü. On iki yaşındayken Kürtlerin emiri oldu. Bu görevini üç yıl sürdürdü. Buesnada Geylan vilayetini imar etti. İkinci Şah Ismailin yanında yer aldı. Ancak kısa bir süre sonra dile getirilen dedikodular nedeniyle Şah tarafından Nahcivan hakimliğine atandı. Osmanlılarla savaşması için emrine büyük bir ordu verildi.H.986 yıhnda Kumandan Mustafa Paşa ile barış anlaşması yaptı. Sultan 3. Murat, onu yanına çekerek, kendisine Bidis'in hakimiyet fermanını gönderdi. Şerefhan, Bidis'e gelerek atalannın makamına oturdu. H.991 (M. 1578) yıhnda Muşlivası'da kendisine bağlandı.H.1005 (M. 1597) yıhnda ise, ünlü Tarihi Kitabı olan Şerefname'yi tamamlamak için görevini oğlu Şemseddin Bey'e bıraktı. Farsça yazdığı bu kitabını H.1005 (M. 1597) yılında bitirdi. Bu eşsiz tarihi eser, aşağıdaki konulardan bahsedmektedir.1-Kürt hükümetlerinden (Mervani, Hasnevi, Fedlevi ve Eyubi)2-Kürt olmadddan halde Kürtler'den yönetimi alan hükümdarlardan,3-Kürt hükümdarlanndan (Para ve Hutbelerden)4-Bitlis hükümetinden Şerefhan, kitabının ikinci ve üçüncü bölümlerinde birer açıklama yapmıştir.Bu açıklamalarında şöyle diyor: "Bitlis imareti kendi başına bağımsızdı Diğer imaretler, buranın içişlerine karışmıyorlardı. Coğrafık olarak bu imaretler kendi aralannda bk federasyon şeklinde ortak bk idare oluşturup, Cizreyi kendilerine merkez yapmak şartıyla bkleşik bir hükümet kurmuş olsalardı, bugtin devam eden aynlık ve parçalanmışlık devam etmeyecekti." Gerçekten de Kürt emirleri bu öneriye kulak verselerdi, kolay kolay varlıklarını yitirmeyeceklerdi. Bu güntek bir Kürt devleti ve tek bir Kürt siyaseti olacak; herkes buna uyacaktı.Şerefname, H.1078 (M. 1667) yılında Sami tarafından Türkçe'ye çevrildi. Vilyan Minof ise, onu Rusça'ya, Karkevi'de Fıransızca'ya çevirdi.
8-Şeref Bey
Bitlis imaretinin emirlerinden olan Şeref Bey, Emir ibrahim Paşa dönemindeMuş hakimliğini yapti. Emir İbrahim ile ilişkileri bozulunca aralannda savaş çıkti. Bölgede yaşayan kabileler Şeref Bey'in yanında yeralmalan ona ciddi birgüç kattı. İbrahim Bey, Bitlis'e kaçmak zorunda kaldı. Emir Şeref onu takip ederek Bitiis'i işgal etti. Bitlis emiri olduktan yedi yıl sonra Şah ismail ile girdiğisavaşta esir düştü. Bu olaydan sekiz yıl sonra Şah'ın emriyle Bidis'e gönderildi.Şah İsmail, birkez daha Emir Şeref ile diğer Kürt emirierini Hoy'a çağırdı. Hoy'a gelen emirierin tümünü hapse attı. Emir Şeref bir süre sonra hurdan kaçarak,Hakkari'ye geldi. Ünlü Kürt büyüğü Idris-i Bidlisi'nin nasihati sonucu OsmanlıDevleti'nin himayesine girdi. Çaldıran Savaşı'ndan sonra Osmanlı Devleti'nin hi¬mayesine giren diğer Kürt emirieri gibi o da Yavuz Sultan Sehm'e bağlandı. Bitlis'e dönerek, imaretini yeniden inşa etti. İltica eden Ulema'nin karşılanması için Şeref Bey, Sultan'ın emriyle Van'a gönderildi. Onu karşılayıp Sultan Selim'e201gönderdi. İstanbul'a ulaşan Ulema , ilk iş olarak Osmanlı Devleti'ni Şeref Bey'ekarşı kışkırttı. Bu çabalarında başanlı oldu. Osmanlı ordusunun başına geçerek,Bidis'e yürüdü. Bidis'i ablukaya aldı. Şah Tahmasp'ın Bidis'e gelmesi üzerine burayı terk eden Ulema, İstanbul'a geri döndü. Emir Şeref ise, Ahlat'ta Şah'ınonumna büyük bir ziyafet verdi; ona kıymedi hediyeler sundu. Buna karşılıkŞah'ta ona Han lakabını verdi; Onu Kürdistan emirlerinin emiri yapti. H.939(M. 1533) yılında Şerefhan'ın oğlu Şemseddin'i Şah'm himayesine verdi. ŞahTahmasp, Horasan tarafina gidince Ulema, büyük bir orduyla tekrar Bidis'e geri döndü.Tatik Kalesi yakınında Şeref Han ile savaşti. H.940 (M. 1534) yılında çıkan bu savaşta Şeref Han öldürüldü.
9-Şeref Bey
Hacı Şeref Bey, Bitlis hükümdarianndandır. Şeref Bey, H.796 (M. 1394) yı¬lında Sivas'tan Muş'a gelen Timurlenk'i ziyaret ederek, ona itiatını sundu. Bununkarşılığında Yasip ve Malazgirt kendisine verildi. Ancak, bir süre sonra AyikSofi Özbek'in ihban üzerine Bitlis'te haps edilerek öldürüldü.
10-Şeref Bey
Bitlis hakimi Şemseddin Veli'nin oğludur. Babasının ardından emir olduktanbir süre sonra öldürüldü.
ALINTI KAYNAKLARI:
1-Bitlis-bel.tr
2-Şerefname
3-Meşahir-ul Ekrad
UYARI: Bu sitedeki bütün materyallerin her hakkı saklıdır. İzin alınmadan ve kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz ve kopyalamak suretiyle elektronik ortamda kullanılamaz ve kitaplaştırılamaz.
Not:Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan www.semskiasireti.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz...
Bıyıklı K.pekler, kürdleri bitiremezsiniz bu sayfanın kuruluş amacı da belli
YanıtlaSil