REŞWAN,REŞİKİ, REŞİ RIŞVAN AŞİRETİ

Reşi, reşikan, reşoyan, reşvanan, reşan aynı manaya gelen kelimelerdir. Siyahîler, siyah giyinenler anlamında bu aşirete isim olarak verilmiştir. Gerçekten Reşiler siyah elbise giymeyi çok severler. Hatta bazı Reşi bölgelerinde siyah haricindeki elbiseler çok gülünç kabul edildiği rivayet edilir. (Reşi, Rışan, Rışi, Rışvan): Rakka, Ruha (Urfa), Halep, Kilis, Azaz (Halep), Diyarbakır, Antep, Erzurum, Mardin, Malatya, Ankara, Kırşehir, Tosya Kazası (Kastamonu Sancağı), Meraş, Adıyaman, Nizip Kazası, Birecik, Siverek Sancağı, Sivas, Bozok Sancakları, Elazığ, Besni yaşarlar. Reşilerin asıl vatanları, Mazenderan dedikleri dağlık ve geniş bölgedir. Abbasi halifelerinden Harun Reşit döneminde 786 Miladi yılında İslam’ı kabul etmelerinden sonra Anadolu’ya getirilmişlerdir. Çoğu Bizans sınırlarına yerleştirilmişlerdir. Çok geniş ve büyük bir aşirettir. Bazı kaynaklar Reşi'ler ile Dunnai aşiretinin aynı kökenden olduğunu ifade etsede bu konuda net bilgiler mevcut değildir. Bu aşiretin diğer önemli bir özelliği ise Türkiye’nin doğusundan batısına kadar her yerde kol ve kabilelerinin çok olmasıdır. Suriye (Rakka, Halep), Şanlıurfa (Birecik, Siverek), Kilis, Diyarbakır, Gaziantep, Erzurum, Mardin, Malatya, Ankara, Kırşehir, Çorum, Tokat, Kastamonu (Tosya), Kahramanmaraş, Adıyaman, Sivas, Yozgat, Elazığ, Konya, Kırşehir ve Ankara illerinin sınırları içinde daha çok kırsal kesimde yerleşik hayat yaşamaktadırlar. İç Anadolu’daki Rişvanlılar bu bölgede Şeyhbızın ve Canbeg aşiretlerinin yanında nüfus itibarıyla en kalabalık grubu oluşturmaktadırlar. Rişvanlılar buralara Besni, Kâhta (Adıyaman), Nizip, Kilis (Antep), Malatya ve Kahramanmaraş yörelerinden gelmişlerdir. Danimarkalı Seyyah Carsten Niebuhr 1766’da bölgede bulunduğu zamanda bunların 12 bin çadır olduklarını, Suriye’de kışlayıp Sivas bölgesinde yayladıklarını ifade etmiştir. Şerefname, Reşileri birçok aşiret federasyonunun içinde zikreder. Mesela Cizre aşiretlerini anlatırken Reşıkileri de Cizre aşiretleri arasında ve Van civarına yerleşen Mahmudiyan beyliğine bağlı sayar. Mahmudiyanlar bilindiği üzere Yezidi dinine mensup idiler. Daha sonra Müslüman oldular. Suruç Dunaileri arasındaki Reşiler de 18. yüzyılın ortalarına kadar Yezidi kalmaya devam etmişlerdir. Reşilerin Yezidi iken neden din değiştirdikleri bilinmemektedir. Ancak Harun Reşit dönemine kadar M.786 Yezidi kaldıkları, bu tarihten sonra Abbasi akınları sonunda kısmen Müslüman oldukları bilinmektedir. Din değişikliğinden sonra diğer Yezidi aşiretlerinin afarozuna uğramış olacaklar ki kendi bölgelerini terk ederek veya göç ettirilerek Anadolu topraklarına gelmişlerdir. Bazı tarihçilere göre bunlar Yezidi dinine karşı çok laubali davranırlardı. Bu nedenle Yezidi Dasini aşireti ve diğer aşiretler tarafından sürgün edildi demektedirler. Reşiler; Bukhti (Botan) asıllıdır. Yine Reşileri tarihte Hasankeyf ve civarında kurulan Melikan Beyliği içinde de görmekteyiz. Bilindiği üzere Melikanlar Selahaddin Eyyubi’nin soyundan gelen kürtlerdir. Hasankeyf, Siirt, Beşiri, Tor, Erzen, şehirlerini içine alan bu beylik tarihte Melikan Beyliği olarak bilinir. M.1250. Melikanlara ait aşiret isimlerini Seref Han şöyle sıralamaktadır: Reşan, Aşti, Muhalbi, Mehrani, Beşnavi, Şıkaki Ustirki, Kurduli, Keşki, Celıki, Hendeki, Sohani, Bediyan, Şervanan. Reşwanlıların sürgün edildikleri bölgelerde Türkmen beylikleri ile yaşamaları nedeni ile Osmanlı arşiv kaynakları Tosya'daki ve Alacahan'daki (Sivas) Rişvanlılar için “Yörükân taifesinden” deniliyor. Aynı şekilde Yörüklerden sayılan Rişvanlar arasında: Rişvanağaları (Düşenbe Kazâsı-Alâiye Sancağı), Rişvançakallusu (Zülkadiriye Kazâsı-Meraş Eyaleti), Rişvansakallu (Malatya Sancağı) cemaatlerinin isimleri sayılarak Yörük taifesinden oldukları ileri sürülmüş ise de Rişwanlar her yerde ve her platformda kendilerini kürt olarak kabul eder. Diğer taraftan Rişvanlılar için “Türkman Ekrâdı” (Türkmen Kürtleri) taifesinden şeklinde kayıtlara sı sık rastlıyoruz. Yine kayıtlarda bunların Rakka, Meraş (Maraş) ve Bozok Sancakları, Hısnı-ı Mansur, Behismi (Besni) ve Harput kazalarında yerleşik veya göçer olarak yaşadıkları, Türkmân Ekrâdı taifesinden oldukları belirtilmiştir. Ancak yukarıda zikredildiği üzere Reşwan veya Reşi'lerin Türkmen Ekradı(Türkem Kürtleri) olarak zikredilmesinin nedeni sadece Türkmen yörük ve boylarının içinde yaşamalarından kaynaklandığı kabul edilmektedir. Yrd. Doç. Dr. Faruk Söylemez’in Rişvan Aşireti üzerine yaptığı detaylı araştırma, aşireti daha iyi tanımada en önemli kaynak durumundadır. Bu çalışmada öncelikli olarak 16. yüzyılda Rişvan Aşireti’ni oluşturan cemaat, köy ve şahıs adları üzerinde durulmuştur. Buna göre: 16. yüzyılda Malatya sancağına bağlı Kâhta ile Maraş Eyaletine bağlı Hisn-i Mansur (Adıyaman) kazasında bulunan Rişvan Aşireti’nin cemaat, şahıs ve yer adları bu döneme ait Osmanlı Tapu Tahrir defterlerinde ayrıntılı olarak yer almıştır. Faruk Söylemez’in başvurduğu başlıca üç defter vardır. Bu defterlerin en eskisi Yavuz Sultan Selim dönemine ait olup, Malatya Sancağı’na bağlı Besni, Kâhta, Gerger ve Hisn-i Mansur kazalarının Anadolu’da İskân Ve Urfa Çevresi Adlı Makale mufassal kayıtlarını içeren 1519 tarihli ve Başbakanlık Osmanlı arşivinde 71 numarada kayıtlı tahrir defteridir. Diğer iki defter ise Kanuni Sultan Süleyman zamanında yazılmış olup mufassal defterleri durumundadır. 1524 tarihli ve 123 numaralı defter ve 1536 tarihli 181 numaralı defter konar-göçer aşiretler ve bu aşiretlerle ilgili kayıtları ihtiva etmektedir. Rişvan Aşireti’ne mensup cemaatler, Tahrir Defterlerinde kaydedildikleri sıraya ve cemaat mensuplarının isimlerine göre şöylece sıralanabilir: Hacı Ömer (Hacı Ömerlü) Cemaati: Tahrir Defterinde Rişvan cemaatlerinin ilk sırasında kaydedilen bu cemaat, “Cemaat-i Ahmet veled-i Hacı Ömer” şeklinde yazılmış ve hanelerin bitiminde “Cemaat-i Hacı Ömerlü” ifadesiyle zikredilmiştir. Yine adı geçen cemaat Kaytanlı olarak da zikredilmiştir. Daha sonra, Hızır (Hizir) Sorani Cemaati; Kellelü Cemaati; Celikanlu Cemaati; Mülıkanlu Cemaati; Mendubali (Mendollu) Cemaati; Zerukanlu Cemaati; Bograsi Cemaati; Rumaiyan Cemaati; Mansur Cemaati; İzdeganlı Cemaati, Mansurganlu Cemaati; Karlu Cemaati; Rişvan Cemaati; Çakallu Cemaati’nin adları zikredilmektedir. Bu kayıtlardan anlaşıldığına göre 16. yüzyılın ilk yarısında Rişvan Aşireti toplam on beş cemaatten oluşmakta idi. Doğal olarak sonraki yıllarda mevcut cemaatlerin nüfuslarının artması ile bazı yeni cemaatler ortaya çıkmıştır. Nitekim daha sonraki yıllara ait kayıtlarda Rişvan Aşireti’ne mensup Bereketli, Bektaşlı, Belikanlı, Benamlı, Cudikanlı, Dalyanlı, Dimişklı, Heycabanlu (Hacabanlı), Hıdıranlı, Hosnisin, Mahyanlı, Nasırlı, Okçuyanlı, Sevirli, Sinkanlı, Şeyh Balanlı, Terziyanlı cemaatlerinin ortaya çıktığı görülmektedir. Yukarıda belirtilen cemaatlerin yanı sıra Yine Rişvan Aşireti’nden olan Hamidlu ve Hacılar adıyla iki cemaatten bahsedilmekte ve başta İzmir olmak üzere Anadolu ve Rumeli’nin birçok yerinde bu cemaatlerin adlarını taşıyan köylerin mevcudiyeti belirtilmektedir. Yukarıda kısaca tanıttığımız 71, 123, 181 numaralı defterlerde kayıtlı bulunan Rişvan Konar-Göçer Aşireti cemaatlerine mensup şahıs isimlerine baktığımızda, şu isimler görmekteyiz. Doğan, Okçu, Bayındır, Korkmaz, Köse, Tatar, Mintas, Bayram, Mendol, Kaya, Küplü, Öztemur, Gülek, Başak, Karaca, Kunduz, Banu, Karaman, Menteş, Orhan, Pars, Boğa, Sarim, Cengiz, Paralu, Sancar, Ayas, Budak, Çoban, Çelikan. İNGİLİZ YÜZBAŞI EDWARD WİLLİAM CHARLES NOEL'İN 1919 TARİHLİ GÜNLÜĞÜNDE REŞVAN (REŞİ) KÜRTLERİ ÜZERİNE YAPTIĞI ANALİZ. E.W.C.Noel makalesine Malatyanın güneyindeki dağlarda yaşayan kürt aşireti olarak bahseder. İstatistiksel Veriler: İ Yukarıdakilerin % 10'u bütün yılı çadırlarda geçiren göçebelerdir.. % 65'i sadece yazları çadırlarda geçiren yarı göçebedirler. % 25'i ise tamamıyla yerleşik bir hayat sürer. 8 ve 9 numaradakilerin tamamı 11.sıradakilerin ise yarısı şiidir., geriye kalanı ise sunnidir. Savaşın Etkileri: Aşiret reislerinin kaynaklık ettiği bilgilere göre, ev sayıları savaş sonrasında % 35 civarında düşmüştür. Ancak kürtlerde aile birimi kendi kendini idame ettirme kapasitesine sahiptir. Erkeğin olmadığı, sadece kadın ve çocukların bulunduğu bir aile nüfusun bir birimi olarak sayılmaz. Kabaca aşiret dahilindeki ailelerin %15 'i tamamıyla yok olmuştur, %20'sinin ise fakirleştiği söylenebilir. Fakirleşen %20'lik kesim diğer ailelere dahil olmuş ya da onların içinde erimiştir ve geriye kalanlar ise sonuçta kendi kendilerine yetebilme konumlarını devam ettirmişlerdir. Toplam nüfus yaklaşık %25 azalmıştır. Bu düşüşü Kürtler, öncelikle asker kaçaklarının evlerinin yakılmasına ve ardından meydana gelen açlık ve salgın hastalıklara bağlıyorlar. 2500 binek hayvanı, 25 bin küçük baş hayvan, 60 deve ve 1000 büyük baş hayvan üzerinden vergilendirilmelerinin talep edildiğini söylediler. Ellerinde Hüsümetin 80.000 lira istediğini gösteren belgeler var. Genel Özellikleri. Reşvanlılar sıcakkanlı konuksever insanlar olarak bilinirler. Din: Xidir Sor ve Bulam'ın yarısı dışında, bütün aşirett ortodoks Sünnidir. Atmi Aşiretinde olduğu gibi burada da küçük bir azınlık olarak Şiilere pek iyi gözle bakılmaz. Örneğin bir Sünni, kızını bir Şiiye vermez. Giyim Kuşam : Geniş pantolon, (Şal) kırmızı işlemeli kısa yelek (takalla). Fes, keçe şapka (kullik) veya (hum) büyük bir kızıl türbanla birlikte takke (çit). Dil: Kurmancı, aşiretin önde gelenleri, yollara ve şehirlere yakın köylerde yaşayanların bir bölümü Türkçe bilmektedir. Fakat iç kesimlerde Türkçe çok az bilinir. Tarih: 3 ya da 4 yüz yıl önce Reşvan aşireti göçebeydi ve kışlarını Behesne'nin alt kesimlerinde geçirmekteydi, yazın ise Angora yakınlarına göç ederlerdi. Bir yaz aşiret Türklerin saldırısına uğradı ve bölündü. Bir kısım Agora'da Deşt i Himan'da kaldı (bu kısım, halen burada yaşamaktadır) geriye kalanlar güneye göç ettiler ve Besni ile Malatya arasındaki dağlarda kendilerine köyler kurdular. Reşvan Kilis civarında kurulmuştur. İran sınırındaki Celali aşiretinin alt kolu olan Kotan, reşvan'dan göç etmiştir. Silahlı Güç ve Siyaset Reşvan aşireti, kavgacı olarak nam salmıştır. 1000 adet modern tüfekleri ve her tüfek için 200 fişek mermisi vardır. Bir saldırı sırasında silahlı adam sayısını 2000'e çıkartabilir, dışarıya 800-1000 asker gönderebilirler. Savaş sırasında 2000 kişi askere alınmış bunlardan 1000'i firar ederken 900'ü henüz dönmemiş. Cezai müeyyide olarak firarilerin evleri yakılmış, bunun sonucunda aşiret Türklere karşı büyük kızgınlık duymaktadır. Liderlik Hacı Bedirhan 45 yaşılarında uzun boylu iyi görünümlü bir şahsiyet. Açık görüşlü sevilen bir liderdir. Aşiret üzerindeki iktidarı sağlam dayanaklar üzerine kurulmuştur. Fakat gücünden dolayı yönetime karşı saygıyla yaklaşmakta, Türklere karşı oldukça dikkatli davranmaktadır. Türkler savaş sırasında aşiretinden çok fazla firari olması dolayısıyla bir kaç aylığına onu hapse attılar. Kardeşlerinden Zeynel Bey pek fazla bir öneme sahip değildir, Haydar bey ise Hacı Bedirhanın Halefidir. Ağırlık ve Ölçü Birimleri: 1 Kırat= 6 Kilo 32 Kırat= 1 Kil=192 Kilo Vakya=700 Dirhem =50 Gram Para Birimi: 1 Lira=7 Mecidiye 1 Mecidiye=20 Kuruş 1 Kağıt Lira= 35 Kuruş 1-Kise (Purse)5 Altın Lira Fiyatlar: 1 Kırat Buğday= 10 kuruş yani 1 ton 83 mecidiye 1 Kırat Arpa= 6 kuruş, bir ton 50 mecidiye 1Yaşında koyun (Kavır) 13-15 mecidiye 2 yaşında koyun = 15-17 Mecidiye 1 Yaşında keçi=9 mecidiye 2 Yaşında Keçi= 10 Mecidiye 1 Okka Yağ (Run)=20 kuruş 1 Okka Yün (Hıri) 12 kuruş 1 Okka keçi kılı (Mu) 12 Kuruş Başlık Parası=500 Sterlin (Yani Altın'dan daha Az) Tarım: Yetiştirilen Ürünler: Buğday, Arpa, Akdarı,Tütün Pirinç,Pamuk ve dağlık kesimlerde çavdar. En Verimli Topraklar: Hısn-ı Mansur kazasındaki ovalarda buşunmaktadır. Buradaki tarlalar, 1'e 20, 1'e 30 verir. Besni'de 1'e 15-25, dağlık olan Kahta'da ise 1'e 7-10 ürün alınır. Sabanları 2 öküzlüktür. Engebeli arazilerde saban başına 400, düz arazilerde 800 kilo tohum ekilir. Üzüm bağları da hayli fazladır. Hayvancılık: Savaş sırasında sahip oldukları küçükbaş hayvanlar yarıya düşmüştür. Hali vakti yerinde bir ailenin 100 baş hayvanı vardır. Ovada sürünün yaklaşık % 70'i koyunlardan oluşur. Dağlarda ise sürünün % 90'ını keçiler oluşturur. Bir koyunun sütünden bir yılda en fazla 3 okka (Süzme) yağ elde edilebilir. Doğal Ürünler: Mazı ve geven genellikle fakir aileler tarafından toplanır.Hüni Mansur'da okkası 5 kuruştan satılır.Geven yakacak olarak kullanılır. Ormanlar: Genelde dağlar kıraçtır. Ancak Meşe,(Ebru) ve ardıc'a (Markh) da rastlanır. Eskiden Buralarda dağların ardıç kaplı olduğu söylenir. Madenler: Kahta yakınlarındaki Kazir köyünde köylülerin, kömür çıkarıp yakacak olarak kullandıkları söylenir. Kahta kazasına bağlı Sançık nahiyesinde Rudka Köyü yakınlarında çıkan bir beyazımsı kaynak, kenarındaki kayalaea beyaz kristal kırmızı tortu bırakır. Köylüler tarafından hazmı kolaylaştırması için kullanılır. Ayrıca yörede tuz bulunmaz. Zenaat ve Ticaret: Yörede kadınlar Halı dokurlar, keçi kılından çadır , yünden çorap yaparlar. Şehirden ham kumaş alıp kendilerine boyax olarak bilinen bir şuruptan kırmızı ve cevizden Zerguz ağacının kabuklarından siyah kumaş yaparlar. Yörede kürtler ayakkabıcılık ve nalbantlık yapmaz. Savaştan önce bazı köylüler katırcılık yaparlardı.(Katırlarını kiralarlardır.) şu anda bu işle uğraşan hiç kimse kalmamış. Ekonomi: Dağlık bölgelerde yaşayanlar ağırlıklı olarak hayvancılıkla geçimlerini sağlarlar. Az bir miktarda tahıl ekseler de bu kendi ihtiyaçlarını dahi karşılamaz. Ovalarda yaşayanlar için ise tarım temel geçim kaynağıdır. Toprakların tasarruf hakkı: Dağlık kesimde köylüler 'xoyi Cot'(Xuvediye cot) ya da arzidirler. Yani saban ve tohum ekimi kendilerine ait olduğundan, çift sahibidirler. Ovada ise köylüler genelde 'Nivikar' yani kendilerine saban ve tohum sağlayan tarla sahibinin ortağıdır. Toprağın yarısı Tapunun, yarısı ise mir'in arazisidir. Suyun kontrolu Tapudadır. Otlaklar için ise devlete vergi ödenmez. Sağlık: İspanyol gribi bir çok insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. şu anda salgın bir hastalık yok.Ancak Behnin'in altındaki ovada yaşayanlar sıtmadan şikayetçiler.Genel fiziki standartları iyi olarak nitelendirilebilir. Tarihi Eserler: Kahtanın 5 km güneyinde halen iyi durumda olan, Romalılardan kalma bir köprü bulunmaktadır. Kahta'da Hititlerden kalma bir çok heykel bulunmaktadır. Avlanma: Çiyayé Spi'de ve Nemrut Dağında dağ keçisi (Bını kuvi yada nerkuvi) vardır.Reisler şahin ve av meraklısıdır. Yörede fazla keklik yoktur. Reşvan Köyleri (1919 yılı Bilgileri) KAHTA KÖYLERİ, Markiz Nahiyesi Köyün Adı Savaş öncesi Hane Sayısı Mevcut Hane Sayısı Çat 15 10 Bahçe 15 10 Çıngıl 10 8 Tausu 18 12 Kokşr 30 25 Postin 10 5 SINCIK MAHİYESİ Köyün Adı Savaş Öncesi Hane Sayısı Mevcut Hane Sayısı Kuşkunu 8 Meran 20 Lakin 40 30 Pamlı30 30 20 Haçik25 25 18 Umik70 70 45 Sakız25 25 15 Zevikeri 10 Birmişe 40 Xopan 8 Karaköse 8 Farikan 7 Şahin Benan 7 Şifrin 30 Rutkan 40 Şerefkan 60 Köseuşağı 8 Sıncık 60 Çardıgan 35 Xıdıran 5 Recep 40 Bıstıkan 20 Şahverdi 8 Arnot 40 Çukan 10 Mestan 5 Narun 10 Kuran 5 Polkan 35 Kalık 35 Hasan Cabbar 35 Hüseyin Cabbar 40 ALUT NAHİYESİ Kulık* 130 80 Kirraş 25 20 Alut 40 30 Tarpal 15 20 Taşxan 100 70 Hamzayın 35 18 Çıralık 30 8 Akça Mezra 18 10 Zeytun 25 15 Birçik 80 40 Kukelan 25 8 Susiyan 60 35 Birzin 70 35 Ariket 15 5 Hurrik 50 25 Şebaba 60 10 Tibil 15 3 Senuk 10 4 Karaca Viran 30 10 Mamecan 10 2 Nahik 10 2 Pirot 30 15 Kaliyan 40 20 Haliliyan 8 4 Karaçur 40 10 Gihan 40 10 Güzelek 10 5 Çerçihan 8 2 Hassan Dikkin 20 5 Büyük Bal 60 30 Briman 10 5 Kipteru 5 5 Bervedul 40 20 Killisık 50 25 Askeran 10 5 Hupak 60 15 Barsumik 60 15 Şahnakand 10 3 Şulgerik 2 2 Balas 8 1 Şarafkan Harap Olmuş Karakaş Harap Olmuş Hürselek 1 TOKARİS NAHİYESİ Menzik 25 15 Albey 13 7 Havayık 5 Kamara 20 15 Koçert 15 7 Akçehan 15 13 Ludik 3 Anjus 50 40 Kevır Reş 10 4 Hurris 40 30 Buban 35 15 Ghadiga 20 15 Kaynak: Binbaşı E.W.Charles Noel (Kurdistan 1919) REŞVAN AŞİRETİNİN ÖNEMLİ ŞAHSİYETLERİ: 1-Mustafa Paşa el-Reşvani Urfa ve Birecik dolaylanndaki Kürt Reşvan (Reşa) aşiretine mensuptur. Osmanlı Devleti'nin birçok idari makamlannda bulundu. H.1008 (M. 1599) yılında kendisine beylerbeyi rütbesi verildi. H.1028 (M. 16 19) yılında da Şam'a vali olarak atandı. Bu görevini sürdürürken vefat etti. UYARI: Bu sitedeki bütün materyallerin her hakkı saklıdır. İzin alınmadan ve kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz ve kopyalamak suretiyle elektronik ortamda kullanılamaz ve kitaplaştırılamaz. Not:Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan www.semskiasireti.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz...

5 yorum:

  1. Reshwan asireti yezidi kökenlidir evet. Ancak zamaninda yezidilik islama bagli koyu sünni bir tarikatti. Sehy adi bin musafir el emevi ye atfen yezidilere önceden adeviye denirdi. El kudüsü kurtaran Selahaddin Eyyübi ordusunun temel unsuru reshwan dahil yezidilerdi. Yezidiler sonralari bilhassa Hallaci Mansur, Ahmed Gazali ve ibn Arabi gibi tasavvufcularin etkisiyle Seyh Hasanin döneminde Islam dairesinden uzaklasmislar. Misir ve Filistindeki Adeviler/Yezidiler Islam dairesi icinde kalmislardir. Reshwanlar osmanli imparatorlugun etkisiyle hanefi mezhebini benimsemisler. Reshwanlarin cok kücük bir bölümü alevi komsularinin etkisiyle alevilesmis.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşte o kısımdaydık bizde ta ki malatya ya gelene kadar sonrasında süniliği kabul ediyoruz birde biz Horasan dan Alevi olarak göç etmişiz muhtemeln Türkmenlerdeniz sonradan reşwanlılara dahil olmuşuz

      Sil
    2. Rişvan aşireti Ezidi kökenli değildir. Ezidilik 11.yy da şeyh Adî yle birlikte ortaya cıkıyor. Rişvanlar İslam dan önce büyük ihtimalle Zerdüşt veya başka bir irani dine inanıyorlardı. İslama geçtikten sonra Alevi olmaları daha büyük ihtimal. Fakat Osmanlı döneminde çoğunluğu hanefi mezhebine geçiş yapmıs olmalı. Çünkü sonradan Alevi olmak mümkün değil.

      Sil
  2. REŞWAN AŞİRETİ Ezidi asıllıdır öz kürttür Pir siri daraniye bağlı aşiretler içinde 1200'lü yıllarda geçer Pir siri darani ezidi mişur'u diye aratırsanız görürsünüz 1207 tarihli Ezidi mişurunda geçer hatta günümüzde Reşwan aşireti den ezidi köyleri var

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. (THE YEZİDİ MANUSCRİPT Pir Sini Darani )diye aratın 1207 yılına ait arşivde Reşwanları ezidi Kürt aşireti geçer

      Sil