PAZUKİ, PAZOKİ,BEZİKİ AŞİRETİ

..

İran kökenli oldukları kabul edilen Pazukiler, başka bir rivayete göre Bermekilerin  bir kolu olan Süveydi aşiretinin  bir alt kolu olduğu kabul edilmektedir. Merwani devletinin kuruluşunda ön ayak olan Sılemani aşiretleri içinde yer alır.Besiyanlı aşiretinden Şahsuvar zamanında Doğu Beyazıt ve kuzey  doğu anadolu ile İran içlerine yayılmışlardır. Erivancivarındaki Pazukilere Beski de deniliyor.

pazukiler iki kısma ayrılır; Halid Bekli ve Şekir  Bekli.

Birinci kısım, Hınıs Malazgirt, ve Muşun bir kısmını kapsayan bölgede yaşaıp hüküm sürerken ikinci kısım da Bitlis Emirliğinin egemenliği altındaydı.

Bu emirliğin tarihi hakkında sadece birinci kısmın kurucusu  Hğseyin Ali  Bey dışında elimizde bir bilgi mevcut değildir.

Halid bin şehsuvarbey bin Hüseyin Ali bey adındaki lider ise Şah ismail ile beraberdi, ve enteresan bir şahsiyet olduğu gibi, yaptığı bir çok savaş sayesinde üne kavuşmuştu.

hatta çarpışmaların birinde bir kolunu kaybetti ve tek kollu Halit olarak nam saldı.işte bu cesareti karşısında şah ona  Hınıs, Malazgirt beldeleri ile Oxkan bölgesini verdi.

Ancak daha sonra Şaha baş kaldırdı ve  bağımsızlığını ilan ederek Yavuz Sultan Selime sığındı. Ama çok zaman geçmeden yavuz'a olan bağlılığınıda bozdu. Bunun üzerine padişah  Tutuklanmasını emretti ve yakalatarak öldürttü.

Bu hanedan uzun süre varlığını devam ettirdi ise de Kılıç Bey Emirliği zamanında bu aşiretin bir kısmı Dünbili (dünbeli) aşiretinin bölgelerine hicret etti. (Hicret olayı yaklaşık 1524 yılında  Banukiler, Besiyanlılar, Dılxeranlar ve zıkziyanlarla beraber Şahsuvar yönetiminde Doğu beyazıta göç ettikleri zamana denk geliyor)Ve bu bölgede  Onlarla kaynaşarak osmanlı yönetiminin altına girdi.

Derleme:Memedé Kazım

BAŞKA BİR ARAŞTIRMA

Bozova (Hevag ) ilçesi sınırları içinde Erzurum, Tunceli ve İran, Irak, Horasan gibi birçok yerlerde hayatını sürdüren bir aşirettir. Türkiye’de eskiden beri Halfeti ve Bozova arasında kalan bölgeye halk Beziki Ovası anlamına gelen Deyşta Bezıkan derler. Bu ovada çeşitli yerlerden gelmiş birçok kabile ve aşiret bulunmaktadır. Kejan, Reşi, Türkmen, Şabıki, Xartavi, Açari, Kavi, Dunai ve benzeri birçok aşiretin kabileleri bu bölgeye yerleşmiştir. Fakat bölge Beziki olarak bilindiği için o bölgedeki tüm aşiretler Beziki olarak sayılmaktadır.

Bezik kelimesi yöresel dilde karnı midesi bulunmayan anlamına gelmektedir. Tarihte bu aşiret Pazuki, Bazuki, Bazki, Bezki, Bezıki, Beski gibi isimlerle anılmaktadır. Bezki aşiretinin ana merkezleri Pazuki şehridir. Tebriz yakınlarında olan bu bölge Bezki aşiretinin adının menşei olan bölgedir. Pazuki bölgesi tarih boyunca İran ve Osmanlı arasında bir tampon bölge olarak kullanılagelmiştir.  Şeref Han’a göre Bezkilerin mensup olduğu ana aşiret Suveydi aşiretidir.   Suveydilerin de bilindiği üzere ana kökeni Bermekilere dayanmaktadır. Tarihçilerden bazıları Bermekileri Peygamberimizin kölelerinden Esved’e dayandırırlar. Bazıları ise Medine şehrine yakın Suveydi isimli köyden göç etmiş bir ailedir, derler. Fakat Bermekiler kendilerini Fars asıllı olarak kabul ederler. Bezkiler gerçekten uzun süre Suveydi aşireti içinde bir kabile olarak hayatını sürdürmüşlerdir. Süveydilerin diğer kabileleri tarafından birçok zülüm ve işkencelere maruz kalmışlardır. Uzun süre bu zulüm ve işkencelere dayanamayan Bezkiler sonunda çareyi Bitlis Beyliğine sığınmakta bulmuş ve Bitlis civarına göç etmişlerdir. Uzun süre Bitlis’te kalan aşiret daha sonra Erciş, Adilcevaz, Eleşkirt bölgesine yerleşmişlerdir. Bezikilerin bir kısmı ise Nahcivan yakınlarındaki Dümbülli aşiretine sığınmışlardır. Kanuni Süleyman dönemine kadar bu bölgede kalan Bezkiler kendi mezheplerini bırakarak Sünni mezheplere intikal ettiler. Tunceli Bezkileri eski mezheplerine mensubiyetlerini hala devam etmektedirler. Bezikiler kendi aralarında iki ana ataya ayrılırlar. 1- Halit Beği bezkileri  2- Şeker Beği Bezkileri Bozova dâhilindeki Bezkiler Şekerbeği bölümüdür. Kendi aşiret adlarını taşıyan köyler de vardır. (Şeker Köy/Birecik gibi)

            Halitbeği Bezkileri   

Halit Beği Bezkilerinin ilk reisleri hakkında bek bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak meşhur ve tarihe geçmiş ilk reisleri Hasan Âli isminde bir beydir. Hasan Âli’nin dönemi ile ilgili tarih kitaplarında bir bilgiye rastlamak mümkün değildir. Vefat edince yerinde iki erkek oğlu kalmıştır. Oğullarından birinin ismi Şeyhsuvar diğerinin ismi ise Şeker Bey’dir. Bezikiler Şehsuvar Bey döneminde uzun süre Akkoyunlulara bağlı olarak yaşadı. Akkoyunlu Devleti dağılınca Bezkiler tekrar Bitlis ve civarına yerleştiler. O dönem aşiretin reisliğini Şeyhsuvar Bey yapmaya devam etmekte idi. Şeyhsuvar bey Şah İsmail ile iyi ilişkiler içinde olan biri idi. Hatta Şah’a hizmet etmek üzere oğlu Halit Bey’i sarayına hizmetli olarak gönderdi. Ve saraya yerleştirmeyi becerdi. Halit Bey kahraman ve zeki bir insandı. Şah İsmail İle her savaşa beraber katılarak onun kısa zamanda güvenini kazandı. Fakat katıldığı bir savaşta kollarından birini bir kılıç darbesi ile kaybetti. Şah İsmail kendisine altından bir kol yaparak taktırdı. Böylece yöre halkı arasında Çolak Halit olarak tanındı. Şah İsmail; Hınıs, Malazgirt, Ohgan şehirlerini Halit Bey ve Beziki aşiretine vererek Halit’i bu bölgeye vali olarak atadı. Halit Bey çok sert mizaçlı bir beydi. Kendisini ziyarete gelenleri bile bazen tehdit ederdi. Bir gün kendisini ziyarete gelen 8 aşiret reisini konağında kılıçtan geçirdi. Bu kadar sert mizaçlı olan bu bey sonunda veli nimeti Şah İsmail’e karşı isyan bayrağı açtı. Sultanlığını ilan ederek adına hutbe okutup para bastırdı. Fakat Şah İsmail tarafından sıkıştırılınca Yavuz Sultan Selim hana iltica etti. Uzun bir süre geçmeden Yavuz’un saltanatına da isyan edince Yavuz’u çileden çıkarttı. O sırada Yavuz, Çaldıran seferi için bölgede bulunuyordu. Bütün aşiretler Çaldıran seferinde Yavuz’u desteklemelerine rağmen Bezikiler desteklemedi. Savaştan sonra Çolak Halit’in idam edilmesi kararı verildi. Halit Bey idam edilerek saltanatına son verildi. Öldüğünde arkasında Üveys ve Veled adlarında iki erkek evlat bıraktı. Çolak Halit’in üç tane de erkek kardeşi vardı. Bunlar Rüstem, kubat ve Muhammed bey idiler. Muhammet Bey Ohgan şehri kaymakamı iken Bitlis beyi ile aralarında çıkan bir savaşta öldürüldü. Muhammed Bey’in oğlu bölgeyi terk ederek Şah Tahmasb’ın korumaları arasına katıldı. Çolak Halid’in idamından sonra oğlu Üveys İran devletine iltica etmişti. Şah Tahmasb, Üveys Bey’e Adilcevaz ve civarını verdi. Üveys Bey bu eyalette üç yıl kadar reislik yaptı. Daha sonra Tebriz valisi Musa sultanla arası açıldı. Tebriz valisi ordusunu alarak Adilcevaz’ı muhasara altına aldı. İşinin kötüye gittiğini gören Üveys Bey Osmanlı hududundaki Kiği şehrine geçerek aşireti ile oraya yerleşti. Üveys Bey’in böyle Osmanlının toprağına geçerek yerleşmesi padişahlık tarafından hoş karşılanmadı. Esasen o da babası gibi haksızlığı, toplumlara sataşmayı nerdeyse ahlak edinmişti. Babasının Osmanlı idaresi tarafından idam edilmesi ve kendisinin de Osmanlı toprakları içindeki birçok aşirete zülüm yapması Osmanlının midesini bulandırmıştı. Hiçbir yerde sebat etmiyor, fırsat buldukça her türlü hile ve gayri ahlaki hareketlerde bulunuyordu. Bunun tümünü göz önünde bulunduran Osmanlı idaresi Üveys Bey ve tüm Bezikilerin öldürülmesi ile ilgili bir ferman hazırladı. Ferman hızla Kanuni Sultan Süleyman tarafından onaylandı. Ferman tatbik edilmek üzere Kiği’de bulunan Osmanlı komutanı Dürzî Davut Paşa’ya gönderildi.  Davut Paşa Üveys Bey’i ve yakaladığı Beziki ileri gelenlerini kılıçtan geçirdi. Üveys Bey’in iki oğlu Kılıç ve Zülfikar kaçarak Zırkan aşireti reisi Ahmet Bey’e sığındılar. Ahmet Bey’in Kanuni Süleyman’la ilişkileri gayet iyi idi. Çeşitli nameler ve rica arzuhalleri yazıp bu iki çocuğun Türkiye sınırları içinde yaşamalarına izin verilmesini istirham etti. Ahmet Bey’in bu ricası Kanuni tarafından kabul edildi. Fakat her iki çocuk 15–16 yaşlarına geldiklerinde Bezikilerden kılıç artıklarını toplayarak İran topraklarına kaçıp Şah Tahmasb’a sığındılar. Şah Tahmasb, Zakam kalesi ile Bezikilerin ana bölgesi olan Pazuki’yi Kılıç Bey’e vererek aşireti ile beraber oraya yerleştirdi. Kılıç Bey 9 yıl kadar bu bölgede reislik yaptı. Ancak şahla beraber katıldığı Gürcistan seferinden dönerken vefat etti. Yerinde Üveys namında bir küçük oğlu kaldı. Fakat çok küçük yaşta olduğu için Şah Tahmasb, Pazuki bölgesi beyliğine Kılıç Bey’in kardeşi Zülfikar Bey’i atadı.  Zülfikar Bey çok yaşamadı. Vefat etti. Bunun üzerine henüz genç yaşta olan Kılıç Bey’in oğlu Üveys Bey Pazuki bölgesi beyliğine getirildi. Fakat Üveys çok küçük yaşta idi. Kedisine akıl hocalığı yapmak üzere yine Beziki aşiretinden Yadigâr isimli biri verildi. Çok geçmeden Üveys’in annesi Yadigâr Bey’in hal ve hareketlerinden kuşkulanmaya başladı. Bu adam benim oğlumu ortadan kaldıracak düşüncesi ile Şah Tahmasb’ın yanına şikâyete gitti. Yerine bakan Yadigâr, Bezikilerin ileri gelenlerini toplayarak ne yapmaları gerektiği hususunda akıl danıştı. Tüm Beziki kabile büyükleri kendisinin reisliğe devam etmesini istediler. Bu durum Şah Tahmasb tarafından da kabul gördü. Yadigâr Bey çok laubali içkici, eğlenmeyi seven bir tipti. Şia olmasına rağmen mezhebi tarafından kabul görmeyen birçok hareketi ahlak haline getirmişti. Fakat herkesle iyi geçinmeyi çok iyi beceriyordu. Yadigâr döneminde Baziki aşireti zenginleşti. Refah seviyesi gayet yükseldi. Hatta civar illerden 2000 nüfuslu bir aşiret Bezikilere iltica ederek onlara katıldı. Yadigâr 15 yıl kadar reislik yaptıktan sonra vefat etti. Yerine oğlu Niyaz Bey görevi devraldı.  Şah tarafından kendisine Eleşkirt şehrinin idaresi de verildi. Niyaz Bey de babası gibi şia mezhebine mensuptu. Fakat babasına göre mezhebinin sınırları dışına daha fazla çıkmaya başladı.  Hatta günah işleme de o kadar ileri gitti ki Osmanlının hudut komutanı Şah Tahmasb’a bir mektup göndererek. Bu adamın Şia mezhebi adına yaptığı bu çirkin hareketler eğer bu mezhep tarafından tasvip ediliyorsa biz bu mezhebi nasıl İslam’ın çerçevesi içinde sayacağız diye sitemde bulundu. Mektubun ihtiva ettiği bilgiler Şah Tahmasb’ı gayet üzdü. Başta Hınıs aşireti reisi Maksut Bey olmak üzere birçok aşiret reisini yakalayarak Mevt Kalesi’nde hapse attırdı. Hudut aşiret beyleri ile Niyaz Bey de görevlerinden alındılar.

Şah Tahmasb’ın vefatına kadar (1576) durum bu şekilde devam etti. Şah Tahmasb’ın yerine geçen Şah Sultan Muhammet (1577) Pazuki aşiretini ikiye ayırdı. Şeker Beği bölümünü Niyaz Bey’in emrine Halit Beği bölümünü de Kılıç Bey’in emrine verdi. Fakat her iki Beziki reisi arasında bu sefer rekabet başladı. Kılıç Bey İran’ın meşhur komutanlarından Tokmak Beyi, Niyaz Bey de Emir Han Bey’i desteklemeye başladı. Niyaz Bey Lala Mustafa Paşa (*) komutasındaki Osmanlı ordusu İle Emir Han Bey arasında yapılan savaşta Kınığ Çayında boğuldu. Böylece Bu beylik son buldu.

Şeker Beği Bezikileri   

Daha önce de değindiğimiz gibi Zülfikar Bey’in oğlu küçük Üveys Bey annesi ile beraber Şah Tahmasb’a sığınmıştı. Yirmi yıl gibi uzun bir süre şahın sarayında kalan Üveys Bey sonunda şahın hoşnutluğunu kazanarak Baziki aşiretinin Şeker Beği bölümünün beyliğine atandı. Daha sonra Halitbeği bölümü de bu beyin emrine verildi. Baziki aşireti tarihinde Meşhur Kılıç Bey işte bu adamdır. Kılıç Bey’in merkezi şehri Eleşkirt’ti. Gerçekten Kılıç Bey zamanında Bazikiler ve Baziki aşireti ile beraber yaşayan diğer aşiretler refah ve saadet içinde yaşadı. 

1505 Osmanlı-İran seferine kadar bu böyle devam etti. Özdemir Zade Osman Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu bölgeye doğru ilerleyince Kılıç Bey Eleşkirt’i terk ederek aşireti ile beraber İran komutanı Tokmak Bey’e sığındı. Cağaleoğlu Sinan Paşa öncü kuvvetlerle beraber Harami Kulağı Kalesi önüne kadar gelmişti. İki ordu arasında yapılan savaşta Kılıç Bey tüm Bezikilerle beraber İran ordusunu destekledi. Bu savaşta büyük yararlılıklar gösterdi. Fakat savaş meydanında Koçi Bey adında bir Osmanlı askeri tarafından öldürüldü. Başı kesilerek Osman Paşa’ya götürüldü.  Savaştan sonra Kılıç Bey’in oğlu Kuli Bey ve Bazuki aşireti gençlerinin tümü şahlığın koruma ordusuna alındılar. Bazikilerin bir bölümü işe Dımbılli aşiretine sığındılar. Böylece Bazikilerin bir bölümü Dıbıllilere katılmakla Osmanlı idaresine geçmiş oluyorlardı. Dımbıllilere sığınan Bazikiler daha sonra birçok il ve şehirlere aileler halinde dağıldılar. İran’daki reisleri ile pek bir bağlantıları da kalmadı. Günümüzde Bezikiler Doğu ve Güneydoğu illerinin birçoğunda dağınık halde yaşamaktadırlar.

Bozova bölgesi Bezikilerinin son dönem önderliğini yapmaya çalışan Arusoğlu, Aksoy gibi aileler göze çarpmaktadır. Bezikilerin Tunceli bölümü alevi kökenlidir. Günümüzde bu aşiret çok dağınık bir şekilde yaşamaktadır. Kimin aşiret reisliği yaptığı belli değildir.

Alıntı:Ruhavi

 

PAZUKİLERİN ÖNEMLİ ŞAHSİYETLERİ

1-Halit Bey

Erciş ve Hasankeyf bölgesinden Bazuk emiri Şeyh Suvar Bey'in oğludur. Çollak Halit adıyla ünlü olan Halit Bey, babasının tavsiyesiyle Şah îsmaile bağlıydı. Şah İsmail ile birlikte Bilat Savaşı'na katldı. Kahramanlığıyla tanınan Halit Bey, bu savaşta bir kolunu kaybetti. Şah, kendisine altından bir kol yapılmasını emretti. Bu tarihten itibaren Çolak Halit adıyla anılmaya başlandı. Şah tarafından kendisine Hınıs, Malazgirt ve Ohkani nahiyeleri verildi. Şiddetiyle tanınanbu emir, bir süre sonra Şah İsmail'e karşı çıkarak bağımsızlığını ilan etti. Kendiadıyla hutbe okutarak, adına para bastırdı. Bir süre sonra Yavuz Sultan Selim'inhimayesine girdi. Yavuz'a da karşı çıktı. Çaldıran Savaşı'ndan sonra tutuklanıpöldürüldü.

2-Yadigar Bey
Pazuki emirlerinden Mansur Bey'in oğludur. Şah'ın emriyle Üveys Bey'in
uzaklaştinlmasından sonra emir oldu. Hükümdarlığı 15 yıl sürdü.

 

3-Niyaz Bey
Şah Tahmasp'ın himayesi altında bulunan El Şıkırd ve Pazuki emirliğinin hükümdarı olan Niyaz Bey, Pazuki Yadigar Bey'in oğludur. Niyaz Bey, hükümdar
olduktan kısa bir süre sonra görevinden uzaklaştırıldı.

 

Derleme:Memedé Kazım

Araştırmalarımız  sürüyor. İlave ve düzeltmeler yapılacaktır.

UYARI: SİTEMİZİN TÜM HAKLARI SAKLI OLUP, İNTERNET ÜZERİNDEN YAYIN YAPMAKTADIR.
İZİNSİZ VE KAYNAK GÖSTERİLMEDEN KULLANILAMAZ.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder