BERAZİ, BIRAZİ VEYA BARAZİ AŞİRETİ

Ünlü kürdolog Roger Lescot Berazilerin içinde bulunduğu aşiretleri şöyle tanımlıyor;Suriyeden gelen bir Emevi Silivan(Meyafarqin) 'in yakınlarına yerleşmiş ve Qalb (Kulp) Kalesi ile bölgenin başka önemli yerlerini de ele geçirdi. Suriye kökenli olan bu adamın soyundan gelenler daha sonra kendi aralarında sekiz aşirete bölünmüşlerdir.Bu aşiretler ;Banuki veya Banevki, Huveydi,Delxiran(Dılxeran) ,Buciyan ,Zilan,Besiyan,Zekziyan ve Berazan 'dır.Bu aşiretlerin bazıları Yezidi idi ancak hangilerinin yezidi ve hangilerinin Müslüman olduğu açıklanamamıştır. Bu açıklamalardan Berazilerin Emevi soyundan oldupğu anlaşılıyor. Aslında bu tarihin başlangıcı 985 olarak belirtilse de eveliyatı daha eskilere dayanmaktadır. Emevilerin 750 yılında Abbasiler tarafından dağıtılmasından sonra bu aşiretler Suriye özellikle Şam’ın Dağlık kesimlerine sığındılar. Burada kısmen yezidi inancını benimsediler. Bunların Süleyman bin Abdulmelik isminde bir zatın torunları olduğu iddia edilmektedir. Zaten 985 yılında Emevilerin temel ayaklarını oluşturan bu sekiz aşiret daha sonra Diyarbakır yakınlarındaki Meyafarqin (Silivan) da bir araya gelerek yeniden yapılanıp Süleymaniye veya Silivaniye aşiretleri gurubunu oluşturmuşlardır. Bu durumda her ne kadar merwan’ın oğlu Ubeydullahın soyundan oldukları iddia edillse de Süleyman Bin Abdullahın soyundan oldukları daha kuvvetle muhtemeldir. Baraz veya Berazi aşireti tarihte Erdelan Kürdistanının en önemli aşiretlerinden biridir, Maraş ve halep kökenli iki ile üç bin ailesi Kahya Saleh yönetiminde, muhtemelen 1400 ile 1403 yılları arasında Timurlenk ',n Suriye ve Anadolu seferleri sırasında Erdelan Kürdistanına getirilmişti, Bu ailelerden bazıları merivan'a , bazılarıda Hubatu ve Kara Towara yerleşti, Daha sonra bir gurup doğduğu topraklara geri döndü, Bu aşiretin cesaretleri ile tanınan erkekleri, düşmanlarının üzerine "Birer yaban domuzu" çevikliğinde atıldıkları ve onları yok ettikleri sebebiyle Kürtçe de Yaban domuzu anlamına gelen BARAZ kelimesi ile adlandırdıklarından kendilerine BARAZİ denildiği rivayet edilmektedir,(kaynak bilgi;Erdelan Kürtleri-Şheerin erdelan) Şerefnameye göre;Beraziler yaşadıkları Silivan (Meyafarqin) civarında yarı göçebe veya tam göçebe olarak yaşarlarken yaylak ve otlaklardan yararlanmak için yörenin bey ve hükümdarlarına yüklü vergiler ödemekteydiler. Bu durum yaşam şartlarını olumsuz etkilediğinden . Özellikle Besiyanlı(Veya Beski) Şahsuvar isimli bir Bey yönetiminde beraber yaşadıkları diğer aşiretler ile beraber arayış içine girdiler. O dönemde vuk’u bulan çaldıran savaşı sonunda Acem şahı Şah İsmail’in yavuz Sultan Selime Çaldıran ovasında 1514 yılında yenilmesi ile Kuzey anadoludaki şii- Aleviler bütün yöreleri boşaltarak iran içlerine ve diğer ülke topraklarına kaçmak zorundsa kaldılar. Buna Yavuz Sultan Selim’in başlattığı şii katliamı etkili olmuştur. Dolayısı ile Şiiler’ce boşaltılan bu verimli bölgeler Şahsuvarın dikkatinden kaçmadı ve 1524 veya 1525 yılında Meyafaqın’den ayrılarak , Muş, Van,Erzurum ve Doğubeyazıt yörelerine göç edererk buralara yerleştiler. Kürt aşiret aristokrasisinin birer üyesi olarak erkekler Bey ünvanını taşıyorlardı, Oldukça Cesur ve savaşta üstün zeka ve cesarete sahiptiler, Bu aşiretin birçok ferdi prensliğin naiplik ve vekillik görevlerini yerine getirdiler, İleri gelenleri Sine de muhteşem evlerde oturuyor ve çok sayıda mülk sahibi oluyorlardı,(Kaynak bilgi;Erdelan Kurdleri-Sheerin Erdelan) Şimdi bu kısa açıklamadan sonra içinde hemBeraziler hemde başta diğer aşiretler olmak üzere olmak üzere diğer sılemani aşiretlerinden mütevellit Kürtlerin tarih sayfalarının satır aralarında gizlenmiş kahramanlıklarına bir göz atalım; Şah İsmail yönetimindeki Safevi Devleti Diyarbakırı istila etmek ve yönetimine almak için Han Muhammed Ustalcuyu görevlendirince, Han Muhammed Sılemani egemenliğini içten yıkma planları yaparak Emir Diyadine karşı sinsi planlar yaptı. Emir Diyadinin kızı Békesi hanımla evlenerek güvenini sağladı. Bir yandan da Maraş Hükümdarı Alaüdevle Zulkadiri ve kardeşinin oğlu Sarıkaplanı Diyarbakırı istila etmeye ve egemenliklerine son vermeye ikna ederek kanlı savaşın başlamasını sağladı.Bu savaşta sayıca az olan ancak kahramanlıklarının tarihte eşi benzeri olmayan Sılemani (Meyafarqin) Kürtlerinin kahramanlığını Bitlis Emiri Şerefxan şöyle anlatmaktadır. Bu savaşta Sılémani aşiretleri, Sılémani Devleri, Sılemani kahramanları öyle bir çarpışma öyle harika bir kahramanlık gösterdilerki, Zal oğlu Rüstemin “Heftxwané Mazendaran” destanındaki kahramanlığının ve cesaretinin efsanesini tarih sayfalarındansi3ere2 yırttı atı. ( Heftxwané Mezderan destanı Eserinin içeriği, Firdevsinin Şeyhnamesinde şöyle anlatılır; Rüstem ile başta Dîv-i Sepîd’in yani beyaz dev’in oğlu Şebreng olmak üzere diğer bütün Mâzenderân devlerin savaşlarında inanılmaz güç ve kahramanlığı ile devleri yenmiştir. Bu manzumenin yazılış tarihi, Moğollar öncesi döneme büyük bir ihtimalle VI./XII. yüzyıla rastlamaktadır)Ve Şerefxan şöyle devam ediyor; Bu kürd kahramanları Hacu-i Kirmani’nin ünlü Sam-ı Neriman hikayesini bile hayali bir masal haline getirdi. Çünkü Kürd Kahramanları Kahredici bileklerinin gücü kesici ve zehirli kılıçlarının keskinliği ile Sarı Kaplanı ve askerlerini öldürdüler. Başını kesip cesedini orada bıraktılar ve başını torbaya koyarak Han Muhammed ve Emir Diyadine götürdüler. Savaş meydanlarında öyle naralar atıyorlardı ki sanırsın gök gürledi yıldırımlar çarptı, düşmanlarının sırtına vurdukları rım (Mızrak) düşmanın gögsünden çıkıp atın eğerini delerek atı bile telef etti. Anlatanlar sanki bir orduya karşı bu kahramanların arkasında kanatlı melekler vardı diyorlar. Zaiyat vermeden hepsini yerle bir ettiler. Meydandaki kan gölü atların bileklerine kadar yükselmişti. Kıyamet bu kadar dehşetli olurdu. Bu Destanı Zaloğlu Rüstem bile yazamazdı. Bu durum karşısında şüphesiz Han Muhammed’in Emir Diyadin’e ve sılémani aşiretlerine karşı saygısı arttı. Bu kahraman aşiretlerin bir kısmı çaldıran savaşından sonra kısmen Doğubeyazıta bir kısmi ise Mahmudiyan Beyliği ile Hakkari sancağı göç ettiler. Bir kısmı ise Maraş,Malatya ve Adıyaman bölgelerine yerleştiler. Başka bir araştırmaya göre; Yaklaşık 9.000 aileden oluşan ve göçebe hayat süren Aslında Suruç cıvarındaki Berazi aşiretinin bir koludur. suriyeden göç ettikleri iddia edilmektedir. Kuzey kurmaci lehçesi ile konuşur ve sunnidirler. Beraziler Aşağıda listesi verilen aşiret ve oymaklarla antlaşmalıdırlar. DİDAN OYMAĞI:300 Ailedir KEYTİKAN: 700 Ailedir ŞÊXAN AŞİRETİ: 600 Ailedir OKYAN VEYA OXYAN:700 Ailedir ŞEDADAN:700 Ailedir MİLLİ DİNBİLLİ:700 Ailedir MUAFAN : 700 Ailedir ZEREFAN:500 Ailedir PİJAN:700 Ailedir KARAKÊÇAN :500 Ailedir DİNAN:1000 Ailedir MİR: 1000 Ailedir Saydığımız bu topluluklar, kendi ifadelerine göre patlak veren kıtlık yüzünden Van gölü cıvarından bu beldelere göçetmişler ve bir kısımı Araplarla kaynaşarak araplaşmışlardır. Ve Arapçadan başka bir dil konuşamaz hale elmişlerdir. Bu topluluklar aynı zamanda iki kısma ayrılırlar: bir kısmı göçebedir, diğeri ise yerleşiktir. Kaynak:Muhammed Zeki Emin Beg-1931 Iraklı Eski Bakan) Karayazı yöresinde çepi ve kanispi de oldukça kalabalık olarak yaşayanlarda mevcuttur. Bunlar mala mir ile diğer kollardan oluşmaktadır. Maraş cıvarında alevi inancıyla yaşayan beraziler olduğuda iddia edilmektedir. Gaziantep ve konya cıvarında da az sayıda berazili aileler yaşadığı ifade edilmektedir. HAMİDİYE ALAYLARINDA BERAZİLER:
Sultan Abdulhamit'in Kurmuş olduğu Hamidiye Alaylarında Beraziler 1.725 kişi ile Fiilen katkı vermişlerdir. Berazilerin bu alaylara vermiş olduğu asker sayısı ve bölgesel dağılımı aşağıda verildiği şekilde olmuştur. AŞİRET:Berazı, BÖLGE:Urfa, SÜVARİ:250, PİYADE:300, TOPLAM:550 Berazı Urfa 300 300 600 Berazı Urfa 275 300 575 Berazi Konfederasyonu (Suruç’tan başlayarak Samsat, Antep, Maraş ve Halep’e kadar olan alanı kaplarlar. Kuzey Kurmancisi konuşurlar. Genel olarak Sünni olan aşiretin Maraş’ta bulunan uzantıları Alevidirler. Doğu Kürdistan’daki Berazîler ile bağlantılıdırlar. Erzurum ve Kuruçay dolaylarında yaşayan Berazî aşireti bu konfederasyondan kopmuş ve 1730′da Suruç dolaylarından göç etmiş aileler tarafından oluşturulmuştur. 1925 Şeyh Said İsyanı sonrası büyük ölçüde dağıtılan konfededarasyonun bazı üyeleri günümüzde Lübnan, Süleymaniye ve Hama’da yaşamaktadırlar.)
İNGİLİZ BİNBAŞI EDWARD WİLLİAM CHARLES NOBEL'İN 1919 YILINDAKİ DOĞU VE GÜNEY DOĞU GEZİSİNDE BARAZİ AŞİRETİ İÇİN YAZDIĞI RAPORU EKSİKSİZ AKTARIYORUZ. Aşiret:Barazi Yerleşim Alanı: Suruç(Urfa Sancağı) DÜĞÜN ADETLERİ: Müstakbel damat gelin adayını seçmekte ve onunla flort etmekte serbesttir. Flort dönmi bittiğinde evlenmeye karar verilmişse, hemen törenlere başlanır. Damadın akrabalarından iki kadın gelin evine görücüye giderler.Genelde bir veya iki gün süren ziyaretler sonunda gelinin münasip olduğuna karar verilirse, kızı babasından resmen isterler. Bu esnada baba cevap vermez ancak,bir kaç gün sonra kız tarafının akrabaları ve aşiretin ileri gelenleri evliliğin münasip olup olmadığını sormak için davet edilir. Eğer olumlu cevap çıkarsa kızın fikri soulur. Öyle anlaşılıyorki genelde kızın itiraz etme şansı yoktur. Damat evinden iki erkek, kendilerinin bu karara rıza gösterdiklerine dair sözlü bir mesaj almak üzere kız evine gönderilir. Kızın ailesi onlara başlık parasının (Qelen yada qalan) ne kadar olduğunu bildirir. Bunun değeri genelde bir kese (5 altın lira) üzerindedir. Biçilen paha 1000 ingiliz sterlinine eş değerdir. Damat miktarı tereddütsüz kabul etmek zorundadır. Geleneğe göre Her hangi bir pazarlık girişimi affedilmez bir hatadır. Damat gelinin babasına Qelen'i şaşaalı bir törenle gönderir.Erkek tarafı kalabalık bir gurup halinde toplayabildikleri bütün silahlarla havaya ateş ederek, davul zurna eşliğinde gelin evine gelirler. Gelinin ailesi bütün aşiretin genel olarak davetli olduğu büyük bir ziyafet (Dawat) verir. Ancak bu yemeğe aşiretin ileri gelenleri katılmaz. Bu günden sonra kız ve erkek tarafı biri birileri ile görüşmez. Damadın ailesi düğün ile ilgili bazı hazırlıkların yapılması için kız tarafına biraz para verir. Verilen davetten aşağı yukarı iki ay sonra "Rayi wa Kirrin" yada rê vekırın (yani yol açma) adıyla bilinen başka bir tören yapılır. Bu törenin külfetini damadın arkadaşları ve akrabalrı karşılar. Damadın evinde geçen törenden sonra tören alayı gelinin evine giderek ona altın elbise gibi hediyeler verir. Bu törenden sonra damat gelinin evine ziyarete gidebilir. Ancak haremliğe girme hakkı yoktur. Rê Vekirin töreninden bir kaç ay sonra düğün yapılır.Erkek evinde uzatmalı bir ziyafet (Dawat) verilir. Bu ziyafetin süresi erkek tarafının zenginlik derecesine göre bir ile 10 gün arasında değişir. Bu süre boyunca kız evinde yas tutlur. Ziyafete damadın babası yada erkek kardeşlerinde biri tarafından son verilir ve kız halaylı müzikli düğüne katılması için evinden alıp getirilir. İslami kurallara göre nikah gelin damat evine getirildikten sonra kıyılır. Eğer erkek ikinci karısını alıyorsa ziyafet sırasında halaya , oyunblara ve eğlencelere katılmaz. aynı kuralikinci kez evlenen dullar içinde geçerlidir. Bir kadın dul kaldıktan sonra bir yıl yas tutar, bu süre sonunda dul kadın akrabaları ve komşuları tarafından ziyaret edilir. Konuklar yas giysilerini çıkartarak beraberlerinde getirdikleri günlük kıyafetleri kadına giydirirler. Ortodokz müslümanlar tarafından yasaklanmış olması itibari ile yas giysilerine bürünme Kürtlerin ilginç bir geleneğidir.. CENAZE TÖRENİ: Ölüm vakti geldiğinde hastanın akrabaları, komşuları ve arkadaşları yatağın başına toplanırlar. Böyle durumlarda kadınlarında yer alması Türklerde benzer bir durumun görülmemesi açısından ilginçtir. Hastanın ölümünün ardından kadınlar ağıt yakarlar. Cenaze İslami geleneklere göre yıkanır. Zengin bir adamın tabutu ile birlikte üzerinde bir halı ve başının altında bir yastıkla gömülür. Fakirler tabutla gömülmez, onlar geçici olarak bir tabuta konulur ve kefenleri ile gömülürler. Zenginler tarafından satın alınan tabutlar cenaze olmadığı zamanlarda camide kalır. Cenaze vefatından bir gün sonra gömülür. Bundan sonra üç gün yas tutulur. Benzer yaşlarda bir merhumun en iyi elbiselerini giyer ve silahlarını kuşanır. Bu kişi ölenin hayattaki temel olaylarını yeniden canlandırır. Tarihte Amid Voyvodasına bağlı berazi köyleri: Berazi Kazası Kaynaklarda Birazi olarak da telaffuz edilen Berazi bir aşiretin adıdır34. Bu aşiret Amid, Siverek, Mardin ve Ruha sancaklarında göçebe ve yerleşik olarak yaşardı. 1518 tarihinde Berazi aşiretinin meskun olduğu köyler şunlardır: Bahaeddin, Bedyan, Behisteni, Bekir, Cablu, Cellu, Çelebi, Ekinc, Gaybi Diraz, Gencan, Halilek, Hamza, Hastiyan, Haydar, İskan, Kake Til, Kalender, Köse, Maduzi, Mahlat ve Salat, Misafir, Nasır, Osmanlı, Salırkan, Süleyman, Sülükki, Tutan ve Zeki . Berazi Kazası’nda yer alan köylerin malikâne uygulamasından önce toplu olarak satışının yapıldığı ve malikâne uygulamasından sonra ise köylerin ayrı ayrı kişilere deruhte edildiği görülmektedir (BOA, MAD-636: 2-3). Berazi Kazası içinde malikâne uygulamasının hemen öncesinde voyvodalık idaresinde olduğu kaydedilen 129 köy vardı (BOA, MAD-9856: 53-69). Malikâne uygulamasından sonra ise Berazi Kazası’ndan 51 köy uygulamaya dahil edilmiş 36 ve voyvodalık idaresinde yer almıştı. Dolayısıyla uygulamayla birlikte Berazi Kazası’ndan daha az sayıda köyün uygulamaya konu olduğu ve kazanın yaklaşık 1/3’lik bir kısmının voyvodalık tarafından idare edildiği anlaşılmaktadır İlaveler yapılacaktır. Berazi Kazası Kaynaklarda Birazi olarak da telaffuz edilen Berazi bir aşiretin adıdır34. Bu aşiret Amid, Siverek, Mardin ve Ruha sancaklarında göçebe ve yerleşik olarak yaşardı. 1518 tarihinde Berazi aşiretinin meskun olduğu köyler şunlardır: Bahaeddin, Bedyan, Behisteni, Bekir, Cablu, Cellu, Çelebi, Ekinc, Gaybi Diraz, Gencan, Halilek, Hamza, Hastiyan, Haydar, İskan, Kake Til, Kalender, Köse, Maduzi, Mahlat ve Salat, Misafir, Nasır, Osmanlı, Salırkan, Süleyman, Sülükki, Tutan ve Zeki (İlhan, 2000)35 . Berazi Kazası’nda yer alan köylerin malikâne uygulamasından önce toplu olarak satışının yapıldığı ve malikâne uygulamasından sonra ise köylerin ayrı ayrı kişilere deruhte edildiği görülmektedir (BOA, MAD-636: 2-3). Berazi Kazası içinde malikâne uygulamasının hemen öncesinde voyvodalık idaresinde olduğu kaydedilen 129 köy vardı (BOA, MAD-9856: 53-69). Malikâne uygulamasından sonra ise Berazi Kazası’ndan 51 köy uygulamaya dahil edilmiş 36 ve voyvodalık idaresinde yer almıştı. Dolayısıyla uygulamayla birlikte Berazi Kazası’ndan daha az sayıda köyün uygulamaya konu olduğu ve kazanın yaklaşık 1/3’lik bir kısmının voyvodalık tarafından idare edildiği anlaşılmaktadır UYARI: İzinsiz kopyalamak ve başka mecralarda kullanmak yasaktır. İzin alınması halinde , kaynak ve sayfa linkini belirtmek koşulu ile alıntı yapılabilir

11 yorum:

  1. Makalede, Barazi aşiretinin Emevi (Arap) oldugunu söylüyorsunuz. Daha sonra Kürt olduğunu iddia ediyorsunuz.

    YanıtlaSil
  2. https://www.facebook.com/groups/amikovasindaasiretler/permalink/2181028368582181/?mibextid=Nif5oz

    YanıtlaSil
  3. KURTİKAN aşireti sayfada yazmıyor

    YanıtlaSil
  4. KURTİKAN aşireti Şanlıurfa başta olmak üzere Suruç Diyarbakır Siverek elifoglu Kahramanmaraş Türkoğlu Türkiye yenin her ilinde yaşamaktadirlar ve Suriye'ye kadar dayanıyor şanlı Urfa büyük Çömlekçi köyü Suriye'de boztep köyü kebercik köyü velaki köyü 2

    YanıtlaSil
  5. Konya'ya kurtikan aşireti üyeleri var

    YanıtlaSil
  6. Burhan çaçan

    YanıtlaSil
  7. Berazi aşiretine mensubum Erzurum karayazıda yaşıyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Soy adın nedir kardeşim

      Sil
    2. Gel batman kozlukta 7.8 bin berazi aşireti var

      Sil