AVŞARLAR

24 Oğuz boyunun  en büyüklerinden biri de Afşarlardır. Beydilli, Kızık ve Karkınlarla beraber, Bozokların bağlı Yıldızhan boyundandır. Afşarlar kendi aralarında bir çok guruba ayrılırlar. Bunlar;
Deller,Cefer(Caper) Ceritoğulları,Torunlar,İmamlı, Horzumlular, Balabanlılar, Çakallular,Melliler,Pirebadlar(Bu bu aşiret kendilerini kürt olarak kabul ediyor. Tıpkı İran Koh-gelli kürtleri gibi Afşarlarla yaşadıklarını ancak kürt olduklarını ifade ederler.)

M. V. Minorsky tarafından Lur Kürtleri  hakkında yazılmış makalede, Afşarlar hakkındaki bilgilere de ulaşıyoruz. Kuh-Gili grubunda bulunan Ağaçeri, Bavi ve Jaki olarak adlandırılan üç büyük boyu özellikle ayırıyor. Bunlardan Kuh-Gili grubunu meydana getiren dokuz kabilenin dördü Türktür ve bunlar Afşar, Begdeli, Çagatay ve Karabağlı olarak adlandırır. Beşincisi ise Senna Kürt bölgesinde bir yerin adını taşıyan Tilakühidir.
Bazı kaynaklar, germiyanoğulları ile Karamanoğullarınında Afşar boyundan olduğunu ileri sürmektedir.(Basil Nikitin)

Araştırmacı Basil Nikitin Afşarların, Anadoluya Selçuklular ile beraber  Ön asyadan geldiklerini ileri sürmüştür.
Muhammed Emin Zeki Beg ise, Kürt ve Kürdistan tarihi isimli eserinde Afşarlar, Hicri:550 ,Miladi:1155 senesinde   Selçuklular tarafından Küçük Lor ve Huzistan'a yerleştirildi. Başlarına da komutan olarak bir Afşar Türk'ü olan Hüsamettin Sohli adında birini tayin ettiler. (M.E.Zeki Beg)

Avşarlar, diğer Oğuz boyları gibi, X. yüzyıldan itibaren Türkistan sahasında Müslümanlığı kabul etmişlerdir. Türk tarihinde; Musul Atabeyliği (1127-1262), Huzistan Afşar Beyliği (1155-1195), Karaman-Oğulları Devleti (1250-1487), Germiyan-Oğulları (1260-1431), Dulkadır-Oğulları Devleti (1337-1515), Sevindik Han Afşar Beyliği (1482-1535), Nadir Şah ve İranda Afşar İmparatorluğu (1736-1804) gibi, devletler ve beylikler kurmuşlardır. Bunlardan başka, Akkoyunlu, Karakoyunlu, Ramazanoğlu, Safevîler gibi, Türk devletlerinde en etkili Türk unsuru olmuşlardır. Ayrıca Avşarlar, Halep Türkmenleri, Danişmendli Türkmenleri, Boz-Ulus Türkmenleri, Yeni İl Türkmenleri, Musul Türkmenleri gibi, toplulukların arasında yer almışlardır.
Türkiye Selçukluları devleti Moğol istilâsı ile XIII. yüzyılda yıkılmıştı. XV. ve XVI. yüzyıl Osmanlı Tahrir defterlerinde Avşarlara ait pek çok yer adı görülmektedir. Bu yer adlarından anlaşıldığına göre Avşarlar, Anadoluda Kayılardan sonra ikinci sırada yer almaktadır. Bu da Avşarların Anadolunun bir Türk yurdu haline gelmesinde Kayı ve Kınıklar gibi, birinci derecede rol oynadıklarını kesin bir şekilde göstermektedir. Tarihçi Yazıcıoğluna göre Karaman-Oğulları, Avşar boyuna mensuptur. Anadoluda Avşar adlı halâ yüzlerce yer adı bulunmaktadır.
1243 tarihinde cereyan eden Kösedağ savaşından sonra Moğol hakimiyetinin Anadoluya yayılması üzerine, Anadoludan Suriyeye 40.000 çadır Türkmen göç etmişti. Bu Türkmenler, özellikle Kuzey Suriyede pek yoğun bir topluluk teşkil etmişler ve pek geniş bir saha içindeki siyasi hadiselere, göçlere ve parçalanmalara rağmen Bozok ve Üçok şeklindeki eski il teşkilatlarını da korumuşlardı. Daha ziyade Halep, Antep ve Antakya bölgelerinde yaşayan bu Türkmenlerin Bozok kolunu meydana getiren boyların başında Avşarlar geliyordu.
Türkiyede ve İrandaki Avşar oymaklarının, Orta ve Batı Anadoludaki bazı küçük oymaklar müstesna olmak üzere, hepsi bu ana koldan ayrılmışlardır. Ayrıca, Dulkadırlı eli arasında İmanlu Avşarı adlı önemli bir Avşar kolu olduğu gibi, Kozan yöresinde de kuvvetli bir Avşar kolu vardı. Kuzey Suriye Avşarları ise, başlıca üç aile tarafından idare edilmiştir. Bu aileler; Köpek oğulları, Gündüz oğulları ve Kut Beyi oğulları idiler. Bu ailelerden Köpek oğullarının Antep bölgesinde, Gündüz oğullarının Amik ovasında, Kut Beyi oğullarının da Halep bölgesinde yaşadıkları anlaşılmaktadır.

XVI. ve XVII. Yüzyıllarda Anadoluda Avşarlar:
Halep Türkmenleri: Akkoyunlu ve Safevî devletlerinin Türk göçebe teşekküllere dayanması dolayısıyla, Anadoludan İrana göç eden Türkmen toplulukları arasında Avşarlar da vardı. Ancak yine de XVI. ve XVII. yüzyıllarda Anadoluda Avşarların yoğun bir şekilde Halep Türkmenleri içinde bulunduğu bilinmektedir. XVI. yüzyılın ilk yarısında yapılan tahrirde Halep Türkmenleri arasında Köpekli Avşarı ve Gündüzlü Avşarı boyları ile müstakil bir Avşar oymağı görülmektedir.
XVI. yüzyılın ikinci yarısında ise, özellikle oymakların başlarındaki eski bey ailelerinin ortadan kalktığı görülmektedir. Bunun sonucu oymakların başındaki bey ailelerinin yerlerini obaları idare eden ve ağa; unvanını taşıyan Kethüda aileleri almıştır. Nitekim 1581 yılında Avşarların başında Recep, Bahri ve Küçük Minnet adlı kethüdalar bulunuyordu. Bunlarda Recep-Oğulları öyle bir nüfuz ve kudrete sahip olmuşlardı ki, XVII. yüzyılda Avşarlar çok defa Receblü Avşarı adıyla tanınmışlardır. Bu Avşarların daha XVI. yüzyılın ikinci yarısında Zamantı Irmağı boylarında yaylaya çıktıkları da bilinmektedir. Avşarlar 1687 yılında Avusturyaya yapılan sefere çağrıldıkları gibi, Recep-Oğulları ile diğer bey ve kethüdaların idaresinde 1690 yılındaki sefere de katılmışlardır.

Dulkadırlı Avşarları: Dulkadırlı eli arasındaki Avşarlar aslında Kuzey Suriye Avşarlarının bir kolu olup Kahramanmaraş, Kadirli (Kars), Yeni İl (Sivas) ve hatta Bozok (Yozgat) bölgelerinde dağılmış bir halde bulunuyorlardı. Bu Avşarların en önemli kolu İmanlu Avşarı olup, Maraş bölgesinde yaşamakta idi. XVI. yüzyılın birinci yasında İmanlu Avşarının yirmi yedi obadan meydana geldiği görülmektedir. Bu obalardan bir kısmı Suriyede kışlamakta ve Maraşın muhtelif yerlerinde de yaylamakta idi. XVI. yüzyılın ikinci yarısında İmanlu Avşarı obalarının çoğu yaylak veya kışlaklarında ve Antep çevresindeki birçok köylerde yerleşerek göçebe hayatı terk etmişti.
Yeni İl Avşarları: Sivas;Gürün arasında yaşayan ve Yeni İl adı verilen Türkmen topluluğundaki Avşarlardan üç oba (Boynu Kısalu, Delüler, Sekiz) Köpeklü Avşarına, diğerleri de (Bidil Avşarı, Tâifî Avşarı, Kızıl Süleymanlı) İmanlu Avşarına mensup bulunuyorlardı. Bunlardan Bidil Avşarı Yeni İlin çözülmesi üzerine batıya göç etmiş ve Ankaranın Bâlâ kazası içinde yurt tutmuştur. Ankaranın Mugan gölü yakınlardaki bir yer bu oymağın adını taşımaktadır.

Kozan (Sis) Avşarları: Yavuz Sultan Selim zamanında, 1519 yılında Kozan yöresindeki Avşar kolu yirmi sekiz obaya ayrılmıştı. Bunlardan birkaçı müstesna diğerlerinin çeşitli yerlerde çiftçilik yaptıkları görülmektedir. Kozan (Sis) Avşarlarının buraya 1375 yılındaki Memlük fethi sonucunda Suriyedeki ana Avşar topluluğundan gelmişlerdir. Çünkü Çukurovanın fethine Memlük ordusu yanında Bozoklu ve Üçoklu Türkmenleri de katılmışlardı. Fakat bu Avşarları, XVIII. yüzyıldan itibaren Halep bölgesine gitmeyip Çukurovada kışlamaya başlayan ve Zamantı Irmağı kıyılarında yaylayan Avşarlar ile karıştırmamalıdır. Bu sonuncular, daha sonraki yüzyıllarda yaşamış Halep Türkmenleri Avşarlarıdır.
XVIII. ve XIX. Yüzyıllarda Anadoluda ve İranda Avşarlar: Ana boyun asıl kalıntısı olan Halep Türkmenleri Avşarlarının torunları çeşitli olaylara rağmen 1865te Fırka-i Islâhiyye gelinceye kadar güçlü bir oymak olarak Anadoluda varlıklarını sürdürmüşlerdir. 1691de Rakka bölgesine iskânı emredilen Türkmenler arasında bazı Avşar oymakları da vardı. Bunlar, Boz Ulusun eski yurdunda kalan kısmına bağlı Avşarlar ile Yeni İle mensup Avşar oymaklarıydı. Rakka bölgesinde sonraları Avşar Bucağı denilen yerin bunların yerleştikleri yöre olduğu bilinmektedir. Halep Türkmenleri Avşarları ise Recebelü Avşarı, Kara Gündüzlü Avşarı, Bahrili Avşarı ve diğerleri olmak üzere dört beş oymağa ayrılmıştı.
Avşarlar XVIII. yüzyıldan itibaren kışlak olarak Halep yerine Çukurovaya gitmeye başlamıştı. Bunların Çukurovadaki kışlakları Ceyhan kıyılarında idi. Osmanlı Devletini, Zamantı Irmağı kıyılarında yerleşeceklerine inandırmış olmalarına rağmen yerleşmek şöyle dursun sık sık komşu oymak ve köylerin hayvanlarını sürmüşler, bazen da tüccar kafilelerini basmışlardı. Nitekim bu yüzden 1703 yılında Rakkaya sürüldülerse de fazla kalmayıp oradan Çukurova, Kayseri, Elbistan, Maraş yöresinde baskın ve yağmalara devam ettiler. Avşarlar 1856 yılında tekrar yerleştirilmeye çalışıldı ise de yine başarı sağlanamadı.(Prof.Dr.Remzi Kılıç)



tarihin  çeşitli dönemlerinde, farklı coğrafyalara dağlmışlardır. Halep(Suriye), Kerkük, Irak,Toroslar, Güneydoğu Anadolunun bir çok vilayetleri ile İç Anadoluda yaşadıklarını görmekteyiz.



URMİYE AFŞARLARI: (Araştırma:Basil NİKİTİN)
Günümüzde, soyağaçları ve boylarıyla Urmiye Afşarlarının önemli kişileri Şunlardır.


A.KASIMLU

  1. Ali Kuli Han Ajudan Basi, erkek kardeşi Ali Naki Han, oğlu Hacı Abd al-Hüseyin Han Naşir al-Saltaneh Zargam al-Mülk Amir Tuman (1916’da öldü)
  2. Beylerbeyi Hüseyin Kuli Han, oğulları a: Beylerbeyi Necef Kuli Han’ın en büyük kardeşi beylerbeyi Habib al-Iah Munazzam al-Saltaneh; b: Hacı Mehmed Veli Han ve oğlu Muhib Ali Han Hismet al-Mülk

AÇIKLAMA. Hüseyin Kuli Han İmam Kuli Han’ın yeğenidir , Urmiye Afşarları arasında vaktiyle en zengin olarak sayılan bu ailenin beş neslini de anmamıza olanak sağlıyor. Fakat günümüze yoksullaştırılmış ve etkisiz hale getirilmiştir. Bunlar sırasıyla çocuklarıdır: Muhammed Han Bek Kasımlu, Hadedad Han Bek, Muhammed Kasım Han, Muhammed Musa Han Rıza, Kuli Han, İmam Kuli Han.

  1. İmam Kuli Han İkbal al-Dowleh (karısı Ali Naki Han’ın kızıydı) 2 oğlu vardı: a. Han Baba Han ve: b)İkbal al-Mülk Ajudani Mahşuş ve oğulları olan Hacı Aziz Han Amir Tuman Salari Afham.
  2. Mehmed Kuli Han, İmam Kuli Han, Yusuf Han Suja al-Dowleh, Hacı Ardeşir Han Sertip (karısı İkbal al-Dowleh’in kızıydı, vide supra sub no: 3), Cemşid Han Mech al-Saltaneh (karısı İmam Kuli Han Mirza’nın kızı), Celal Han.
  3. Beylerbeyi Gulam Ali Han, Kanbar Ali Han, Hacı Aslan Han Mirpenc.
  4. Muhammed Han Bek, Muhammed Musa Han, Rıza Kuli Han, İmam Kuli Han Serdar, Muhammed İsa Han, Ali Naki Han Sertip (Vide supra sub, No: 1, kardeşi Ajudan Bosi), Ali Han Sertip, Seyfullah Debiri Divam (Fransızcayı biliyordu, Urmiye’deki Rusya Konsolosluğu’nda munşiydi, bugün Duan’a hizmet ediyor).

AÇIKLAMA- Görüldüğü gibi Kasımlular 6 soyla Urmiye Afşarları arasında ilk sırayı alıyorlar.

B/ İMANLU (Namı diğer Abd al-Meliki)

Mirza Hüseyin Han Vekil, Mirza Abul Hasan Vekil, Mirza Cafer Vekil, Abdalsamed Han (Son İlhani olup Rawdat al-Safa’da ondan sözedilmektedir; kardeşi Asker Han, Paris’te İran elçisidir), Aga Han Serdar, Abdülsamed Han Azim al-Saltaneh Serdar (1928 yazında hıristiyan papaz Davud tarafından öldürüldü. Serdar, belki de 1914-1915 kışında Urmiye’nin Ruslar tarafından boşaltılması ve Türk-Kürtlerin gelişi sırasında, Kürtler tarafından yağmalanan hıristiyan köylerinin bulunduğu bölgede ve şehirde düzeni korumaya çalışan tek kişiydi. Kendisinden sonra oğlu Sadık Han’ı bıraktı.

C/ AREŞLU

Mirza Mustafa Han Beha al-Mulk’ün üç oğlu vardı. İşte çocuklarıyla üç oğlunun ismi: 1- Mirza Ali Han Munazzam al-Dowleh Vali, Beyuk Han Amir Afham, Rıza Han General (Kazak Tugayı’nın başarılı subayı olup, hıristiyanlarla İranlılar arasında 1918 Şubat’ında Urmiye’de olan kanlı çatışma sırasında vahşice öldürüldü). 2- Mirza Kerim Han Sani al-Saltaneh, Amir Afşar. 3- Mirza Hüseyin Han Mirpenc (Karısı Kaysar Hanım olup, 1915’ten 1918’e kadar Rusya Konsolosluğu’nun bulunduğu binanın sahibidir). 2 oğlu vardır: Hüseyin Han ve Akber Han. Her ikisi de Mecd al-Saltaneh’in kızlarıyla evlidirler (vide supra, A, 4); İçlerinden biri Fransa’da tarımbilim öğrenimi gördü.

D/ GÜNDÜZLÜ- (Namı diğer Karaoğlu)

Hacı Taher, Hacı Şehriyar, Hacı Aliyar Han, Hacı Poşa Han. İşte çocukları:

  1. 1- Dört oğlu olan Hacı Mehmed hasan Han Nazm al-Saltanah Amir Tuman (Oğlu Ala al-Sultan); 2- Hacı Yadullah Han Amir Munazzam; 3- Mecd al-Sultan; 4- Feth al-Memalik
  2. Hacı Şehriyar Han İzzaz al-Dowleh ve dört oğlu: 1- Muhib Ali Han Salare Muzaffer (Oğlu İzzaz al-Dowleh); 2- Ahmed Ali Han Feth al-Saltaneh; 3- Mehmed Han Sertip; 4- Cela al-Saltaneh.
Ayrıca Pirebat Aşireti'de Afşarlara bağlı bir aşiret olup, Irak tarafından Kars ve Ardahan(Koçiyan Köyü) civarına göç etmişler ve kendilerinin kürt olduğunu iddia ediyorlar.

E/ BEKEŞLÜ- Kelb Ali Han Serheng

F/ KUHGELÜ-

Mehmed Amin Han Sertip (Gördüğümüz bu boy Luristan’da büyüdü ve yörede etkili bir rol oynadı). Bavi veya Bawi kolu bu boya bağlıdır ve kendilerini kürt olarak kabul edip, Urfa ve Siverek civarında yaşıyorlar.

Bu boysal yapının dışında, ünlü hasırların yapıldığı Serdler köyündeki İran kökenli soyları belirtmek uygun olacaktır.

Hacı Receb Ali Mirpenc’in babası ve Hosrow Han Nasr al-Dowleh’in (Büyük bir saygınlık elde ettikten sonra 1916’da öldü) büyükbabası Fazl Ali Aga (Fezen Aga). Fezen Aga, Afşarların seferleri sırasında önemli bir topçu subayı olarak adını duyurdu.

1928 Ağustosunda Oxford’ta yapılan XVII. Uluslarararası Doğubilimciler Kongresi’nde ele alınan iletişim kaynaklı mevcut çalışmanın amacı Urmiye Avşarları hakkında yayınlanmış olan yerel tarihi, birkaç yorumla özetlemektir. Tarihte, kendi gelenek ve göreneklerine bağlı  Afşar boyu, toprak ve boy bütünlüğü bilincine erişmişti. Türklerle Kürtler arasında Urmiye bölgesine yerleşmiş ve burada yayılmıştır.

Doğu ve Avrupa kaynaklı farklı eserlerde incelediğimiz Afşarlar hakkında bazı belirsiz bilgilerin olduğunu biliyoruz. Şövalye Gaspard Drouville görevli eğitimci olarak bulunduğu bu bölgede Urmiye Afşarları hakkında bize bazı ayrıntılar veriyor. “Sketches of Persia”nın yazarı Malcolm da, Şiraz yakınlarında karşılaştığı Afşarlar üzerine bazı saptamalar yapmış ve tüm bunları notlarında  belirtmişti. 
Alexander Jaba, Cesarée dağlarında bulunan Afşar tayfasını Kürt boyu gibi değerlendirmişti. 
Cuinet, Afşar Kürt boylarının Yozgat civarlarına kadar gittiğini belirtmektedir. 

Bu bölgeye gelmeleriyle beraber Kürtlerle savaşan Afşarlar, yaşam bölgelerinin paylaşılması için farklı klanlar arasındaki bölüşmeyi gerçekleştirdiler. Bölgeye ilk yerleştiklerinde  nüfusları yaklaşık 8000 kişi civarındaydı. Güçlerini, Urmiye bölgesinin ötesinde, Afşar valilerince adlandırdıkları Şain Kala, Uşnu ve Sulduz’a doğru yaydılar.  Urmiye gölünün güneyindeki bölgede kuzeydoğudan gelen diğer  Türk boyu akınlarının meydana getirdiği bir sarsıntılara rağmen burada büyüdüler ve sınırlarını genişlettiler.


Afşar’ın etnik özelliğine gelince;
Tarihte Kürt ve Türk boylarının sosyal yapılarındaki benzerlikler ve bu boylar arasındaki kaynaşma bu aşiretin kürt mü yoksa Türk mü sorusunu aklımıza getirmekte ve karışıklığa  neden olmaktadır.  M. V. Minorsky tarafından Lur Kürtleri  hakkında yazılmış makalede, Afşarlar hakkındaki bilgilere de ulaşıyoruz. Kuh-Gili grubunda bulunan Ağaçeri, Bavi ve Jaki olarak adlandırılan üç büyük boyu özellikle ayırıyor. Bunlardan Kuh-Gili grubunu meydana getiren dokuz kabilenin dördü Türktür ve bunlar Afşar, Begdeli, Çagatay ve Karabağlı olarak adlandırır. Beşincisi ise Senna Kürt bölgesinde bir yerin adını taşıyan Tilakühidir. 
1925’te yayımlanan Köprülüzade Mehmet Fuat’ın bir  makalesinde Makdisi’nin kontrolündeki bölgede Afşar olarak anılan bir şehirden söz edilir.(a big village with many gardens, on the frontier of the Turkish territories).  Köprülüzade bundan başka, Afşarların Selçuklarla Ön Asya’dan geldiğine inandığını belirtmişti.    Araştırmacı Kronik Huart'in  verdiği bilgiye göre Afşarların bir moğol boyu olduğu ve  hicretin 643. ve  802.yıllarında bir kısmı Cengiz Han'ın torunu  Hulagu ve bir kısmı da Emir Timur Gurgan   (Aksak Timur) la beraber İran'dan diğer bölgelere yayılmışlardır.   
Aksak Timur'un 1402 deki Ankara savaşında Yıldırım Beyazıt'a karşı kazandığı muharebede, Afşar komutan  Uşula Bey'inin Osmanlıya karşı yüksek platolarda kazandığı başarıdan dolayı, bu zat'ı Kürtlerin halka baskı yaptığı Urmiye’ye Hicretin 802’sinde vali olarak atadı. Gurgin Timur Han savaştan sonra Uşula Bey'in konutunun bulunduğu “o zamanlar güçlü bir yer olan” Urmiye’nin 25 fersah kuzeyindeki Torpah Kala’ya yerleşti. Afşarların etnik kökenlerinden ileri gelen Uşula Bey 250 sene burada hüküm sürdü.
Araştırmacı Kronik,  Şah Abbas döneminde  Urmiye valiliği gibi önemli roller üstlenen önemli Afşarları Şöyle sıralıyor, Bunlardan biri  Mawsil’de görev yapan Ali Merdan Han Afşar Kasımlu’dur.Bu zat Abbas han ve Kardeşi Hamza Mirzanın annelerinin bir cinayete kurban gitmesinden sorumlu tutulmuştu. Diğerleri ise,  Muhammed Hudabende ve  Kuli Bek Afşar Kurbasi’ isimli zatlardır. 

Urmiyede Valilik yapan diğer şahıslar şunlardır;

Gurgin Bek Uşalu (Toprah Kala’ya 802’de geldi), Ulame Sultan Uşalu, Yadigar Sultan Uşalu, Murad Ali Han Afşar, Subhanverdi Han Afşar, Ali Merdan Han Kasımlu, Kelb Ali Han İmamlu (998, Afşarların Urmiye’ye ikinci ve son gelişleri), Genç Ali Han İmanlu, Genç Ali Han İmanlu (2. defa), İmam Verdi Han Afşar (1088’de vali olarak atandı), Fazl Ali Han İmanlu, Subhan Verdi Han Afşar, Hadadad Han Bek Kasumlu (1119’dan 1134’de kadar ilk beylerbeyi), Muhammed Kasım Han Kasımlu, Yusuf Paşa de Mawşil, Pero Bek Kuse Ahmedlu, Asur Han Papolui, Muhammed Kerim Han, Feth Ali Han Areslu, Mehdi Han Kasumlu, Azad Han Afgon (1160), Feth Ali Han Areslu (2. defa), Rüstem Han Kasımlı (1181’de öldürüldü), Bagir Bek Afşar, Rıza Kuli Han Kasımlu (1182-1185), İmam Kuli Han Serdar Kasımlu (1186-1197), Şain Kal’a Amir Arslan Afşar, Mehmed Kuli Han Kasımlu (1198-1211), Kasım Han Kasımlu, Mustaka Kuli Han Kasımlu, Mehmed Kuli Han Kasumlu (2. defa), Hüseyin Kuli Han Kasımlu (1211’den 1236’ya kadar kesintili) Necef Kuli Han Kasımlu (1236’da ilk kez ve 1264’te 3. kez), Melek Kasım M., Cahrik Kala Yahya Han, Necef Kuli Han, Akber Mirza, Naşrullah Mirza, Melik Mansur Mirza, Ahmed Mirza Mu’in al-Dowleh, Yusuf Han Suja al-Dowleh.

Kürtlere karşı mücadelesinden dolayı, Beylerbeyi ünvanını alan İlk Afşar bey'i, Hudadad Beg Kasımlu'dur. Bu ünvan  Hüseyin Han tarafından Hicretin 1119’unda kendisine verilmiştir. 

Bilinen diğer Afşar  beylerbeyleri arasında Feth Ali Han (1157-1172); Rıza Han (1182-1185); İmam Kuli Han (1186-1197); Mehmed Kuli Han (1198-1211) ve 1236’dan itibaren bu ünvanı aralıklarla üç defa alan Dünbüli bey'i Nejef Kuli Han'dır.  (Not: bu tarihler Hicri takvime göre hesaplanmalıdır) Nejef Kuli han zaten sadece Afşarların beylerbeyidir. Mevcut valilik daha önceden Urmiye Afşarlarıyla akraba olmuş Kaçar prensiyle yapılmıştı. Böylece Afşarların boysal yapısı yavaş yavaş Afşar olmayanların valilik yapması nedeniyle erimeye maruz kalıyordu.
Afşar Geleneklerine göre yöneticilik ,  babadan oğula miras yoluyla geçmekteydi. Yöneticilik haklarının tehdit edildiğini düşünüldüğünde, askeri gücün ve merkezi yönetimin yaptırımları devreye girerdi. Nejef kuli Han'ın Babası Beylerbeyi Hüseyin Kuli Han Salmas ve Urmiye kervanlarını yağmalayan Albak Kürtlerinin bölgede yarattıkları karmaşaya bir son vermek ve düzeni yeniden sağlamak için, ölen Sadrazam Mehmed Hüseyin Han Isfahiye yerine geçirmesi gereken kişiyi saraya getirilmesini emretti, fakat 1236’da öldü. Zaten Feth Ali Şah’ın kayınbiraderi hakkında şövalye Drouville’in söyledikleri gibi, Urume kralının gözde karısının kardeşi olan birinci sınıf bir beylerbeyi tarafından yönetiliyordu. Bu durum onun itaat ettiği krallık prensine (Tauris’te genel vali) bağlı kalmasını engellemiyordu. Bu iktidarı da kızkardeşinin saygınlığı sayesinde elde etti. Fakat Afşar yöneticliği yapan Necef Kuli Han'ın Afşar boyundan  olmaması Afşar halkını ve   büyüklerini çok üzüyordu.

Kaynak:Basil Nikitin(The Kurds)
             Muhammed Emin Zeki Beg (Kürd ve Kürdistan Tarihi


AKKOYUNLU AFŞARLARI




Araştırmalar devam ediyor ilave ve düzeltmeler yapılacaktır



UYARI: Bu sitedeki bütün materyallerin her hakkı saklıdır. İzin alınmadan ve kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz ve kopyalamak suretiyle elektronik ortamda kullanılamaz ve kitaplaştırılamaz.

Not:Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz...

1 yorum: