ABDALAN AŞİRETİ

Bu aşiret her ne kadar içlerinde çoğunlukla türkçe konuşuyorsa da kökenlerinin Varto ve Hınıs civarında yaygın olması itibari ile zazaca konuşan kürt halklarında olduğu ihtimali daha güçlüdür. Tamamı ile şii olan karakoyunluların bölgedeki hakimiyetleri döneminde buralara yerleştirilen Türkmen aşiretleri içinde asimile olarak kendilerini Türkmen boyundan olduklarını iddia edenlerde mevcuttur.Afganistandan gelip İran’a yerleşen türkmen boyu olduğunu savunanlarda vardır. Aksan iyice incelendiğinde içinde bolca türkçe kelimeler entegre edilmiş zazacanın hakim dil olduğu görülmektedir. Abdalan isminin İslamiyet öncesi dönemlerde Sasanileri yenerek İran’a yerleşen Hun hükümdarı Ephtalanos’tan aldığı iddia ediliyor. Ancak bu isim Bir hun Türkü isminden Ziyade Bizans veya Rum ismini çağrıştırmaktadır. Bir çok yorumcu kendi düşünceleri doğrultusunda bir takım uzantılar ekleyerek Abdalan ismini dğişik kökenlere monte etmeye gayret gösterdiğinden bu aşiretin isminin nerden kaynaklandığı hususunda kafa karışıklığı meydana gelmektedir. Bu aşiret hakkında,Tamamı ile varsayım ve kişisel yorumlara dayanılarak oluşan bilgi kirliliğini ortadan kaldırılması gerektiğinden bu konuda kapsamlı bir araştırmamız sürüyor.Veriler elde edildikçe ilave ve düzeltmeler yapılacaktır. Kimilerine gore Abdal isminden, kimilerine göre de Fırat boylarında yaşamaları münasebeti ile Fırat anlamına gelen Auphrat kelimesinden türetildiği ifade edilmektedir. Bazılarına gore de; An ekinin Farsçadan geldiğini ve çoğul olduğunu iddia etmekte ve Abdallar anlamında kullanılması gerektiğini öne sürmektedirler. Aşiret mensupları kendilerini israrla Türkmen soyundan olduklarını iddia etmektedirler. Bugün Doğu anadoluda Hınıs, Varto, Pülümür, Erzincan, Tercan, Bayburt, İmranlı ve Zara'da yaşamaktadırlar. Orta Anadolu,Toroslar ve Antalya civarındaki Abdalanların diğer Türkmen aşiretleri gibi Türkçe konuşmaları dikkat çekicidir. Esasında Kökenleri Alanlara dayanan ve İranda yaşayan Ardalan aşireti ile bağlantıları da incelenmeye değerdir. Zira Farsça ve Kürtçede arde Alan yani alanların toprakları anlamına gelen bu iki kelimenin birleşimiden oluşan ardalan kelimesinin günümüze abdalan olarak gelmiş olma ihtimalinide incelemek gerekir. Zira Alanlar'da kendilerini asimile olmuş Türk boyu olarak kabul etmektedirler. Varto ve civarında ağırlıklı olarak yaşamaktadırlar. Bingöl’ün Gülükler, Hoşan Kaçlık isimli köylerinde de bu aşirete rastlamak mümkündür. Hınıs ve Tercan’dakilerin geneli ziraatla uğraşırlar. Bilinen bir aşiret reisleri yoktur. Geneli komşu aşiretlerden birine intisap edip yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Cibran aşiretine yakınlıkları vardır. Bektaşi tarikatına mensupturlar. Bingöl'de yaşayanların bir kısım akrabaları Tunceli iline dağılmışlardır. Bingöl civarında yaşayanların nüfusu 1987 yılı verilerine göre 300 kişi kadardı. Bu gün sayıları daha fazladır.Kiği İlçesinin Akımlı, Eskikavak,Ayanoğlu ve Gündüzlü köylerinde yaşayanların dili Kürtçe (Zazaca) olup,İnanç olarak Alevi-Kızılbaştırlar. Erzurum civarında yaşayanların nüfusu ise 375 kişidir(1987 yılı verileri)Kırmanç kürtçesi konuşurlar,İnanç olarak alevidirler.Genel olarak Aşkalenin Gürkaynak ve Koçbaba köylerinde ikamet ederler.Başka aşiretler ile ilişkileri azdır ve aşiret niteliklerini kaybetmişlerdir. Erzincanda yaşaynların nüfusu 753 kişidir.(1987 yılı) Dersim zazacası konuşur ve Alevidirler. Ağırlıklı olarak, nTercan ilçesinin Başbudak ve Başgöze köylerinde ikamet ederler. İleri gelenleri Tanrıverdi ailesidir. Başka aşiretler ile dost geçinirler. Gümüşhanede yaşayanların nüfusu : yaklaşık 140 kişidir(1987 verileri) Kırmanç kürtçesi konuşur ve caferi-Alevidirler. Kelit ilçesi,Akdağ ve Kömür köylerinde yaşarlar.Erzurum,Sıvas,tunceli ve Bingöldeki Abdalanlar ile bağlantılıdırlar. Yeni nesil kürtçeyi tamamen terketmeiştir. Kürtçeyi sadece yaşlılar kullanır. Komşu aşiretler ile dostlukları iyi olup sorunları yoktur. (Aşiretler raporu Sayfa:63.148) ÖNEMLİ ŞAHSİYETLERİ 1-Ali Efendi el-Abdalani Abdullah bin Ahmet bin İsmail el-Kürdi'nin oğludur. H.1074 (M. 1663)yılında Süleymaniye vilayetinin Halepçe ilçesine bağlı Adalan köyünde doğdu.Eğitimini tamamladıktan sonra İslam ülkelerine seyahat etmeye başladı. Dindarve mutakki olan Ali Efendi, Sultan Mustafa tarafindan İstanbul'a davet edilerek,saygı ve takdirie karşılandı. Sultan kendisine ayda 1000 kuruş maaş bağlanması¬nı emretti. Ancak O, bunu redderek Şam'a gitti. H.l 179 (M.1765) yılında Şam'davefat etti. (Silk el-Durer)

1 yorum:

  1. YUSUF MİROĞLU20 Nisan 2024 13:03

    Rahmetli babam 90 yaşlarında öldü,Hiç bir zaman TürküTürküz demedi çocukken bize Alişan beyi HAYDAR beyi,Seyit Rızayı anlatır KÜRD olduğumuzu şöyledi,Askerde Acemi birliğinden dağıtım iznine ve Erzuruma dağıtımının çıktığını şöyleyince beni çağırıp nasihatlar bulunup E yer halka eziyet edersen hakkımı helal etmem dedi.

    YanıtlaSil