Günümüzde Muş ovasının güney dağlarında,Bitlis, Van Siirt,Batman ve Ağrı çevrelerinde yaşarlar. Van ve Hakkari taraflarında otururlarken, kendilerina bağlı diğer oymaklar ile aralarında çıkan kavgalar nedeni ile buralara geldikleri iddia edilir (Van Tarihi.S.40)Mutki,Norşin Korkut gibi il ve ilçelerde ağırlıklı olarak yaşayanlarda vardır. Tapi Aşireti ile yaşanan kan davası nedeni ile bir kısım Şegoyi aşireti mensubu Muşun Gölbaşi beldesine göç etmek zorunda kalmıştır.
Bazı kaynaklar Şigo aşiretini Şikaki aşiretinin bir kolu olarak ifade etse de bu tezi doğrulayacak bilgi ve belge bulunmamaktadır. Zaten Şikaki aşiretina bağlı kollar arasında Şigo veya şegoyi ismine rastlanmamaktadır.
Ünlü kürdolog Mark Sykes 1906 yılında kaleme aldığı "The Kurdish Tribes Of The Ottoman Empire" isimli eserinde Şego aşiretini,bidri,Bozıki,Zeferi, Kuriyan ve Musi aşiretleri ile birlikte zor anlaşılan bir arapça lisanı konuştuklarını, Şeyh Nasreddin'in çizgisinden giderek islam dinini en iyi şekilde yaşadıklarını ve Yavuz Sultan Selim'in kendilerin geniş toprak ve yerleşim yerleri tahsis ettiğini yazar.
Resmi olmayan ve tamamen duyumlara dayanan bazı kaynaklar Şego veya Şigo ismini Sultan Selahaddin-i Eyyubinin amcası Sirkuh'tan aldıklarını iddia etsede bu bilgiyi doğrulayan hiç bir belge yoktur.
Zira Selahaddini Eyyubinin bağlı olduğu aşiret Rawadi aşiretidir. Ravadi aşiret ise Seddadi aşireti ile beraber Hazbani devletine bağlı olup, Azerbaycanın Divin kasabası onların başkenti idi. Buradan Selçukluların saldırılarından kaçarak Irak'ın Tikrit şehrine gelip yerleşmişlerdir. Yani soyları kürt olup araplar ile bağlantıları yoktur. Oysa Kürt tarihi araştırmacıları Şigoyi ve diğer kardeş aşiretlerini 7.yüzyılda Yemen veya arabistandan gelen arap kökenli aşiretler olarak tanımlar.
Başka bir kaynak ise Şego veya Malaşigo aşiretini Abbasi imparatorluğunun vezirliğini yapan Bermeki ailesinin bir kolu olan Süveydilere bağlamaktadır. Süveydilerin torunları günümüzde Bingöl,Muş Elazığ, Van, Ağrı ve İranda yaşamaktadırlar. Süveydiler 650 yılından sonra mekke'de yaklaşık 240 yıl yaşadıklarından bir kısmı araplaşmış ve arapçayı benimsemiştir. Bu sebeple bu koldan ayrılan aşiretler kendilerini arap olarak görmektedirler. 19.yüzyılın sonlarında şegoyiler, Kurianlılar ile Bidri ve Bozıkan aşiretlerinin içinde Ermeni ve Hristiyan tebaalarda yaşamaktaydı. Bu aileler ile beraber yaşamaları, söz konusu müslüman aşiretlerin hoşgörülerinden kaynaklandığı tahmin edilmektedir.
Derleme:Memedé Kazım
Araştırmalarımız sürüyor.İlave ve düzeltmeler yapılacaktır.
Not:Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz,kopyalanamaz
UYARI: Bu sitedeki bütün materyallerin her hakkı saklıdır. İzin alınmadan ve kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz ve kopyalamak suretiyle elektronik ortamda kullanılamaz ve kitaplaştırılamaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder