CİNGANİ ,ZİNGANİ,ÇENGENİ VEYA ZENGENE

..
Şerefname bu aileden Zengene Emirliği olarak bahseder.Şerefnamede  bu emirliğin 1.İsmail(Şahismail dönemine kadar  meşhur ve tanınmış bir emirlik olduğunu, daha sonra bu hanedanın dağıldığı, buda aşiret efradı ve ileri gelen bazı adamlarının şahlık ve diğer safevi devletinin adamlarının muhafızları arasına girmek zorunda kaldıklarını yazar.
Bu aşiret Iraktaki Caf aşiretine bağlı olarak hayatını sürdürmektedir. Kimi eserler bu aşireti Zingeni olarak isimlendirmektedir. Dr. Fritiz, Kürtler isimli eserinde bu aşiretten bahsederek günümüzde Cingene olarak bilinen toplulukların temelinin bu aşirete dayanma ihtimalinden bahsetmektedir.  İran’daki Cingeni-Zingeni aşireti kendi başına müstakil ve gezginci bir aşiret olarak bilinir. Irak’taki kısmı ise Caf aşiretine bağlı bir kabile olarak yaşamaktadır. Abbas Azzavi bu aşiretin Irak’taki kısmının sadece ismini vererek Zingenileri bu kabileden ayırıp bunlar Caf aşiretine bağlılar demektedir.  Başka bir bilgi vermemektedir Zingenilerin reisi Xasro Ağa’dır.
 Faris Ağa ve Rüstem Ağa adında iki oymağı vardır. Tarımla uğraşan bu  ailenin  Muhammed Emin Zeki Beg’e göre 1931 yılı itibari ile nüfusunun 450 aile civarında olduğu belirtilmektedir.Kefré,İbrahim Hancı,Somak ile Kirmanşah  çevresinde yaşarlar.

BAŞKA BİR ARAŞTIRMA

Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel  Müdürlüğü-Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığının, 111 NUMARALI KERKÜK LİVÂSI MUFASSAL TAHRÎR DEFTER (Kanûnî Devri) kayıtlarında Zengene Aşireti hakkında şu bilgiler verilmektedir;
Zengene taifesi: Gencine-i Güftar Ferheng-i Ziya, Farsça Türkçe-Lügat'te “Zengane” maddesi “Zengan civarından geçen bir çay” olarak da açıklanmıstır. Bu cemaatin de tıpkı Meraga köyü ahalisi gibi ran Azerbaycanı'nda bulunan Zegan, Zangana, Zancan sekillerinde yazılan sehirden gelerek buraya yerlesen Türk asiretlerinden biri olması kuvvetle muhtemeldir. Bunun yanında cemaate mensup kisilerin Eslemez, Kulu, Kayıtmaz, Bayram, Tanrıvermis, Ugur, Satılmıs, Kılıç gibi isimler almaları bu ihtimali güçlendirmektedir. Ayrıca Kethuda Sah Ali veled-i Devletyar cemaatinde yer alan “Cabi” isimli kisinin Kürt oldugu defterde belirtilmistir.

Daha önce de ifade edildigi gibi bu defterin özelligi, bir topluluk veya yerlesim biriminde azınlıkta bulunan kisilerin etnik menseini göstermis olmasıdır. Defterde Nilkaz taifesinin meskun oldugu köylerdeki kisilerin isimleri yazılırken bunların hiçbirinde bu taifeye mensup oldukları belirtilmemis, fakat baska yerlesim birimlerinde bulunan Nilkaz taifesinden kisiler belirtilmistir. Bir yerlesim birimi veya cemaat içinde bir kisinin etnik
menseinin verilmis olması o kisinin içinde bulundugu topluluktan, etnik olarak baska gruplara ait oldugunun en açık delilidir. Bu taife üç cemaatten meydana gelmistir.
 
 ÖNEMLİ ŞAHSİYETLERİ
1-Oğlan Budak
Çengeni aşiretine mensup emirler arasında yer alan Budak Bey, Birinci ŞahAbbas'ın komutanı ve Horasan'a bağlı Hebuşan'ın hakimiydi
2-Kadü-el-Koyi (Hacı Kadir el-Koyi)
Kerkük şehrinin güneyinde yaşayan Zengene aşiretine mensuptur. H.1232
(M. 18 17) yıhnda Kor Kare köyünde dünyaya geldi. Köysancak kasabasında bü¬
yüdükten sonra, burada ilim tahsil etti. Koyi lakabını da buradan almaktadır. Kü¬
çüklüğünden itibaren halkına, vatanına ve milletine delicesine aşıktı. Eğitim
amacıyla İstanbul'a gidip, burada Kürtler'in önde gelenlerinden Bedirhan Pa¬
şa'nın çocuklanna hocalık yaptı. Yazdığı şiirlerde milli duyguyu uyandıran coş¬
ku nedeniyle Kürt kökenli bilgin ve düşünürier arasında adı duyulmaya başladı.
Divanını İstanbul'da bastırabilmek için yazdığı şiirlerini Abdükezak Bey Bedü"-
han'a teslim etti. Ancak Abdülrezak Bey'in İttihatçılar tarafindan tutuklanıp, öl¬
dürülmesiyle bu kıymetli eser Bedirhan Bey'in değerii mücevherleriyle biriikte
ortadan kayboldu. Bu olay üzerine Kürt yurtseverierinden Abdunahman Said
Bey bu şairin şiirierini oradan buradan toplayarak, bunlan 1925 yılında Bağ¬
dat'taki Darülselam matbaasında basımını gerçekleştirdi. H.1314 (M. 1896) ydın¬
da vefat eden Haci Kadir 80 yaşındaydı. Şiirlerinde halkının geri kalmışlığını ve
aralanndaki ihtilafin kendisne verdiği acı ve sancıları dile getirdi. Şiirlerinden
birisi şöyledir:
Temeli kari hîz û be xer e
Destî mandû le ser zikî ter e
Ehlîcennet ne şiwan û gawan e
Sahıbîfen û ilm û irfan e
Faideyi ger bıdaya zıkr û dua
Debine Qarûn gedayî ser rega
Ewî be behre ye le kesb û kemal
Ebine derweş û suwalker û hemal
Türkçesi:
Tembellik hayasız ve ibnenin işidk
Yorgun eli doymuş kamın üzerindedk
Cennet ehli ne nahacı ve nede çobanda
Fen ilim ve irfan sahibidk
293
Zikkle duanın faydası olsaydı
Kamn olurdu sokaktaki fakkler
O ki kesbi kemalda yeteneksizse
Derviş, dilenci ve hamal olur
Aşağıdaki şürde, Kürtçe'mn kullanılmamasmdan şikayet edeyor.
Kurdî axk bile çi ye eybî
Herkelamî heqqe niye eybî
Lefzî Kurdî bilaw nebû gkd bû
We le mabeyni eme da tek ç
Türçesi:
Söylesene Kürtçe'nin ne ayıbı var
Her kelimesi hakta, yoktur ayıbı
Kürtçe lafzi yayılmamış, eğer yayılsaydı
Kendi ararmzda bozuldu
Bir başka şiirinde de şöyle der:
Kiteb û deÛer û tarîx û kaxez
Be kurdî ger binûsraya zimanî
Mela û pîr û şex û padîşaman
Heta mahşer dema naw û nîşanî
Be ziddi pir û paşaman birrawe
Were ba bene ser rey mihrebanî
Türkçesi:
Kitap, detter, tarih ve kağıt
Kürt diliyle yazılsaydı
Molla, pk, şeyh ve padişahlaramz
Mahşer gününe dek adı ve sanı kaladı
Pk ve paşamızm karşısına geçilmiştk
Gelgeldim doğm ve aydınlık yola
3-Ahmet Sultan
Çengeni aşiretinin emiridir. Darü'l Mümin'in ve Sebzevar Ülkesi'nin hakimiolan Cemi Sultan'ın oğludur. Ahmet Sultan'ın I. Şah Abbas zamanında güçlü birdevleti ve hükmü vardı.
Memedé Kazım
www.semskiasireti.com
Araştırma devam ediyor, ilaveler yapılacaktır. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder