BOŞNAKLAR

Boşnaklar, anayurt olarak Bosna Hersek’te ve Sancak’ta yaşayan Doğu-Slaven kökenli insanlardır. Ortaçağda Bosna’da Slaven kökenli insanlara “Boşnyani” adı verilmiştir. Osmanlıların gelişi ile topluca islam’a geçiş yaptılar. Boşnaklar Boşnakça konuşurlar, Latin ve Kiril alfabesini kullanırlar. Boşnakları n çoğu Müslüman’dır, çok az kişi ise Agnostik ve ateisttir. Sosyo-kültürel olarak hem Avrupalı bir toplumdur, hem de islam toplumuna aittirler.
Tarihi belgeler Boşnakların Doğu-Slaven milletinin bir parçası olduklarını göstermektedir. Ancak bazı araştırmalara göre Boşnakların kökenleri Slavenlerin tarihinden daha eskidir. Bunlara göre, Boşnakların asıl kökenleri “ilirler”den gelmektedir. Bazı belgelere göre M.Ö. 2000 yıllarında ilirler, eski Avrupa kültürlerinin yerine (Saraybosna’ya yakın Butmir kültürü gibi) Balkanlar’ı n batısına yerleşmişlerdir. Keltlerin Balkanlar’a gelmeleri ve yerleşmelerine rağmen 3. ve 4. asırda ilirler Balkanlar’ın batısında hala önemli bir gruptu. Ancak Romalılara karşı bir kaç savaştan sonra iliriye işgal edilmiştir. Roma’nın eyaleti olan Dalmaçya, Hersek’in ve Bosna’nın bir parçasından oluşuyordu. Sava nehrinin doğu kısmı ise Panon Eyaletine aitti. Boşnaklar, italyanlar ve ispanyalılar gibi, isimlerini kendi ülkelerinden yani Bosna’dan almışlardır. Bosna’nın ismi ile ilgili en çok bilinen tez, ismini Bosna nehrinden aldığı şeklindedir. Tarih boyunca bu isim değişmiştir ancak kökeni her zaman aynı kalmıştır. Orijinali “Bosona”dır ve ilirlerin zamanından kalan bir isimdir. Bazı kaynaklarda, örneğin “Roma imparatorluğunun Doğuşu ve Çöküşü” adlı çalışmaya göre, Boşnaklar Tuna ve Adriyatik’in arasında kalan Slaven insanlar grubundadır. isimleri coğrafyalarından daha eskidir. Birçok yazara göre Boşnaklar Tuna nehrinin yakınında yerleşmiş Slaven kökenli bir millettir.
7. yüzyılda Bosna ve etrafına Slavenler yerleşmiştir. Sırp ve Hırvatlar buralara Boşnaklardan sonra gelip yerleşmişlerdir. Hırvatlar bugünkü Hırvatistan’ı n topraklarında kendi krallıklarını kurmuşlardır. Sırplar önce bugünkü Sırbistan’ın küçük bir parçasına yerleşip daha sonra bütün Sırbistan’a yayılmı şlardır. Boşnakların ataları Slavenler, Bosna ve Vrbas nehirlerinin kenarları na yerleşmişlerdir. Hırvatlar, Germen imparatorluğunun Karolinga Hanedanı ve Roma Katolik Kilisesinin daveti ile batıya doğru yerleşmişlerdir. Hırvatlar, ilk başta Macarlarla, daha sonra da 20. yüzyıla kadar Avusturyalılarla yakın ilişkide bulunmuştur. Sırplar ise, Bizanslılarla zaman zaman bir araya geliyorlardı. Bizanslılardan, hem kültür bakımından etkilenmişler hem de Ortodoks dinlerini kabul etmişlerdir. Bosna nehrinin kıyılarındaki Slavenlerin orijinal isimleri Boşnyani idi ve daha sonradan Boşnak adıyla anılmaya başlandılar. Heretik Hıristiyanların şizm, düalizm, mistisizm gibi inançlardan etkilenerek kendi özel inançlarını kurdular. Daha sonra bu inançlarına dayanarak Bosna Kilisesi kurulmuştur. Kiliseye bağlı olanların isimleri ise “iyi Hıristiyanlar” idi. Bunlar, Hıristiyanlığın Katolik ve Ortodoks mezheplerini tanımıyorlardı ve bunların “şeytan işi” olduğuna inanıyorlardı. Bosna Kilisesine bağlı olanlar tarihte birçok isime sahip olmuşlardır. Bunlardan tarihi kaynaklarda ve literatürde en çok kullanılanları şunlardır: Bogomiller, Patarenler, Maniheytsler, Heretikler, vb... Ayrıca bu insanlarla ilgili bir önemli kaynak da onların mezar taşlarıydı. “Steçak” adındaki bu mezar taşları, Bosna Kilisesinin geçmişte var olduğunu gösteren başka bir önemli kaynaktır. Bosna Banlığı kuruluşundan bir kaç yüzyıl sonra, Ban Kulin zamanında,1377 yılında Bosna Krallığına dönüşmüştür. O dönemde Bosna Kilisesi, bölgedeki en etkili inanç merkezi idi. Kilise bu özelliğini ve varlığını Bosna Krallığı nın sonuna kadar sürdürmüştür. Ortaçağ Bosnasının etnik kökenleri ile ilgili tarihçilerin tartışmaları 19.yüzyıllın sonundan beri devam etmektedir. Bu konu ile ilgili Bosna’da her üç etnik gurubun başka bir tarihi inancı vardır. Ancak bu hassas ve zor konu,komşu ülkelerimiz olan Hırvatistan ve Sırbistan tarafından milliyetçi propagandalarla yanlış anlatılmaktadır. Söz konusu ülkeler, Ortaçağ Bosnasının kendi çocukları olduklarını ispat etmek için büyük çaba göstermektedirler. Çünkü böylece bugünkü sosyal, siyasal ve entite ortamını kendi lehlerine etkileyebileceklerine inanmaktadırlar. Sırplar ve Hırvatlar, Bosna’nın kendi tarihsel toprakları olarak görmektedirler ve tarihi topraklarına tekrar sahip olmak amacıyla 1992-1995 döneminde Bosna savaşına neden olmuşlardır.
islam’ın bu bölgede topluca kabul edilmesinin nedenlerden birisi Bosna Kilisesinin o zamanlarda güçsüz olması idi. Bosna Kilisesi ve Roma-Katolik Kilisesi (bazı bölgelerde Ortodoks Kilisesi) arasında yaşanılan anlaşmazlıktan dolayı, Bosna’nın büyük bir kısmında zayıf ve organize edilmemiş bir din yapısı mevcuttu. Boşnyanların büyük bir kısmı için din, geleneklerin ve inançları n birleştiği noktadır. Boşnyanların kendi dinleri zayışadığı için, halkın Hıristiyanlıktan islam’a geçişleri de çok kolay olmuştur. islam, hem malına sahip çıkmak isteyen Bosnalı zenginler tarafından, hem de sıradan insanlar (halk) tarafından kabul edildi.
29.10.1918 tarihinde Bosna Hersek’in de dâhil olduğu Sırp, Hırvat ve Slovenlerin Devleti kurulmuştu. O zamanki milliyet ve devlet ideolojisi sadece üç büyük milleti tanımıştı: Sırp, Hırvat ve Sloven. Bunlara da Yugoslaven halkı diye isim verilmişti. isim konusunda da Boşnakları bir millet olarak tanımadılar ve onların isimlerini kabul etmediler. Bu nedenle Saraybosna’da bir ihtiyaç olarak 15.02.1919 tarihinde Demokrasi Partisi kurulmuştu. O zamanBosna Hersek bölgesinde bulunan bütün küçük Müslüman partileri birleşip bir organizasyon oluşturdular. Bu organizasyonun ismi ise Yugoslav Müslüman Organizasyonu (YMO) olarak geçiyordu. Bunların asıl görevleri ve amaçları Bosna Hersek’in parçalanmaması ve bir bütün olarak kalmasıydı. Bu arada Hırvat Halk Birliği yenileniyor ve yeni bir Anayasa ortaya çıkıyor. Bu Anayasa, 28.06.1921 tarihinde Sırpların kutladığı “Vidovdan” ismindeki bayramda onaylanmıştır. “Samouprava” isimli radikal bir dergi şöyle bir başlık atmıştı: “Bu yılki Vidovdan Bayramımız Krallığımızı geri vermiştir”. Böylece Bosna ve Boşnaklar için yeni olumsuz bir siyasi dönem başlıyor. Hırvatistan Banlığının kurulması 26.08.1939 tarihinde gerçekleşti. Başbakan Dragişa Çvetkoviç ve Hırvat Köylü Partisi lideri Vladko Maçek bir anlaşma imzalamışlardı. Bu anlaşmaya göre (1) Cvetkoviç-Maçek Koalisyon Hükümeti ve (2) Hırvatistan Banlığı kuruldu. Bunun imzalanmasıyla Bosna Hersek’in bölünmesi dile getirilmiştir ve bu durum Boşnaklar arasında huzursuzluk yaratmıştır.
Mayıs - Haziran 1914 tarihinde sadece Karadağdan - daha doğrusu Karadağ içinde kalmış olan - Plav, Gusinye, Rojaye, Biyelo Pole, Plevale, Berane, Kolaşin, Nikşiç gibi şehirlerden 20.000’e yakın Boşnak Türkiye’ye göç etmiştir.
Sırbistan’da kalan Yeni Pazar, Tutin, Syenitsa, Priboy, Nova Varoş, Ujitse, Belgrat, Vranye gibi şehirlerden ise 50.000 Boşnak göç etmiştir. 1950’li yıların ortasında Boşnaklar tekrar göç etmek zorunda kalmışlardı. O dönemdeki göç etme sorumlu şubesindeki resmi belgelere göre büyük göç esnasında Sancak, Kosova ve Makedonya’dan 250.000 Boşnak Türkiye’ye göç etmiştir. Ancak daha başka tarihi kaynaklar bu sayının daha da büyük olduğunu göstermektedir. 13. yüzyılın başında Sancaklılar Sırp ve Karadağ bölgelerine yerleşmişlerdi.Önce Bosna Krallığı döneminde, daha sonra da Bosna Sancağının, Paşalığının ve Eyaletinin bir parçası olarak 500 yıldan fazla Boşnaklar bu bölgede bulunmuşlardır. Müslüman Sancaklılar milliyet olarak kendilerine Boşnak diyorlar. Ancak, Sancaklıların bir kısmı da kendilerine Boşnak değil, Karadağlı Müslüman ya da Sırbistanlı Müslüman diye hitap ediyorlar. Sancaklı Boşnakların etnik kökenleri, dilleri ve Bosnalı Boşnaklar ile bağlantıları konusunda birçok tez yazılmıştır. Dr. Muhamed Hacıyahiç “Gele- 422 Uluslararası Balkan Kongresi / International Balkan Congress nekten Kimliğe Kadar Bosnalı Müslümanların Milliyet Kimliği Sorunu” adlı kitabında; “...Bosna dışında olan birçok Slaven-Müslüman etnik gurubu kendilerine Boşnak diyorlardı ve dillerini Boşnak dili olarak kabul ediyorlardı. Boşnakların kullandıkları dil Ortaçağda Slaven veya ilir dili olarak bilinmektedir. Daha sonra bu dile “Boşnak dili” denmeye başlanmıştır. Bazı kaynaklara göre 17. ve 18. yüzyılda Boşnak dili ismi ilk defa yazılı olarak söz konusu olmuştur. 1878 yılındaki Avusturya-Macar işgalinden sonra da “Boşnak dili” ismi kullanılmaya devam etmiştir. 04.10.1907 tarihinde Bosna Hersek Meclisinin kararı ile “Boşnak dili” isim olarak yasaklanmış ve “bölge dili” (Landessprache) olarak kullanılması gerektiğine dair karar alınmıştır. Bölgede kullanılan dilin ismi ise “Sırpça-Hırvatça” ya da “Hırvatça-Sırpça” diye geçiyordu. Bunun uygulanması 20.11.1907 tarihinde başlamıştır ve her iki Yugoslavya döneminde bu devam etmiştir. 1991 yılının ilk aylarından itibaren Boşnaklar “Boşnak dili” ismini tekrar gazetelerde işlemeye başlamışlardır.

Din

Boşnakların çoğu Müslüman’dır. Tarikatların bu bölgedeki büyük çabalarına rağmen genelde Hanefi Sünni’dirler. Ancak, son 75 yıldaki çeşitli dış etkilerden dolayı bugün Boşnaklar arasında ateist, agnostik ve deistler de mevcuttur. (1991 yılındaki sayımın sonucunda topluluğun %10’u söz konusu gruplara ait Boşnaklardır). Az bir miktar da Boşnak Katolik ve Boşnak Ortodokslar bulunmaktadır. Bu da ya evliliklerden dolayı ya da çeşitli şekillerde etkilenmiş olan insanlardan oluşmaktadır. islam dini ilk defa büyük bir şekilde Osmanlılarla birlikte 15. yüz yılda bölgemize yerleşmiştir. ilk başta islam yavaş yavaş kabul ediliyordu, ancak camii ve tekkeler inşa edildikten sonra bu işlem daha hızlı ve verimli bir şekilde gerçekleşmeye başladı. Boşnaklar islam’ı, Osmanlıların bulundukları diğer Avrupa ülkeleri arasında en çok ve en hızlı bir şekilde kabul etmişlerdir. Bunun en önemli sebebi ise Boşnak Kilisesinin o zamanlar bu bölgede çok zayıtlaması ve insanların çaresiz kalmasıydı. Ortaçağda Boşnaklar üzerinde hâkimiyet kurmak için Katolik Kilisesi ve Bosna Kilisesi mücadele ediyorlardı.Ancak hiçbirisinin kilise organizasyonları başarılı değildi. Bu nedenle islam onların dertlerine bir çözüm olarak da gelmiştir. Diğer Müslüman milletlerde olduğu gibi Boşnak Müslümanları da kendi yerel adetlerini de uygulamaya devam etmişlerdir. Örneğin, alkollü içkiler hiçbir zaman büyük bir haram olarak görülmemiştir. Ama domuz etti hiçbir zaman kullanılmamıştır. Ayrıca, kadın giysileri 19. yüzyıla kadar, daha doğrusu Avusturya-Macar işgalinden önce, diğer islam ülkelerinden daha farklı ve daha açıktı. işgal sonrasında kadınlar daha kapalı giyinmeye başladılar.


KAYNAK:Prof. Dr. Refik CATIC Zenica Üniversitesi Pedagoji Fakültesi Dekanı, Zenica-BOSNA HERSEK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder