BACNAVİ,BEŞNAVİ, BECNAWİ

..

Şerefname isimli kürt tarihi kitabı  tüm Kürtlerin (Bacnawi ve Bokhti Aşiretleri) Bacan ve Bokht'tan geldiğini iddia  ederek, bu isimlerden Bacnawlıların  Dicle'nin bir kolu olan Bazn-aw ile bir ilişkisi olduğunu ileri sürmektedir.Yani bu bölgenin halkı olmaları nedeni ile kendilerine Bacwan veya Beşnawi denildiğini belirtmektedir.

Baçnaviler Fınık ve Hasankeyf aşiretleri içinde gösterilmektedir. 985 yılında kurulan Mervani kürt devletinin önemli kurucu ayaklarından biri Bacnawilerdir. Bu nedenle Baçnaviler Merwanilerin bağlı olduğu Süleymani  aşiretleri gurubundan sayılmaktadır. Yani Emevi kökenli  kabul edilmektedir.  997 yılında Hamdaniler, Ukeyliler ve buheyvilerin Musul prensliği ile işbirliği yaparak Mervanilere saldırması ile  güç duruma düşen Mervaniler Fınık  Kalesi sahipleri Bacnewilere çok güveniyor ve onlardan yardım bekliyorlardı. Bu konuda Beni Mervan’dan Şair Hüseyn el Bacnewi dayısı olan Merwani lideri Baz bin Dostık’a yardım olsun diye  “El Başnewiye” kasidesini yazmıştır. Ve kasidede derki; Erciş ve  çevresinde Arap ve  Acemlerden Baz’ın yardımcıları yoktu, acıklı durumda olan Musul ise onun acılarını çoğaltıyordu. Bizde korku içinde idik ve üzüntümüz büyük idi. Diye kasidesini tamamlamıştır.

Ebu Abdullah Hüseyin Bin Davud el-Beşnevî: Mervani Devleti bünyesinde  kurucu aşiret olarak bulunan  Beşnevî Kürtlerinden meşhur bir şairdir. Fınık Kalesi’nde hakim olan Beşnevi hükümdarının amcasının oğludur. 1073 yılında vefat etti. Mervani hükümdarları için birçok kasideler yazmıştır. Bad Bin Dostık için yazdığı şiirler meşhurdur.

Kitapları:

            1- Resâilu’l-Beşneviyye

            2- Kitabu’d-Delâil

            3- Divanu’ş-Şi’ir

 

Tarihi Ceziret bin Ömer kalesi Bacnavilerin en sağlam kalelerinden biriydi.Bohtan aşireti ile beraber bu kaleyi korumuşlardır. Ancak kalenin hakimiyeti nedeni ile Bohtanlılar ile yaptıkları savaşı kaybettiler. Hasankeyf kalesini ise uzun süre kullanmalarına rağmen  daha sonra Melikanlar’dan oluşan  aşiretler birlik olup kaleyi Bacnawilerden almışlardır. (Kaynak:Şerefname S.177,182 ve 183) Mu’cemul Buldan kitabının sahibine göre Bacnewiler Musul , ve Ahlat arasına düşen Zozan bölgelerinde oturmakta oldukları gibi birkaç sağlam  kale ve eserler yapmışlardır.

Zengilerin  önemli liderlerinden İmauddin Zengi Bacnawilerin hakimi olduğu kaleye saldırması  sonucu çıkan  savaş sonunda, Bacnawilerin Ünlü lideri ve Fınık kalesi valisi Emir Hüsameddin komutasındaki Bacnawiler Zengileri hazimete uğratarak İmauddini öldürdüler.(hicri:541 Miladi:1146)

Oğuz Türkmenlerinin  Musul, Botan ve Diyarbakır’a saldırmaları  üzerine Bacnawi Kürtleri Melik Nasir-ul Devle  ve Musul valisi Karvaş ile güçlerini birleştirerek ağır bir yenilgiye uğratmışlardır.Nasir-ul Devlenin  yeğeni Musik bin Mucli Fınık kalesi sahibi Bacnewili komutan Emir Ebu Tahir’in kızı ile evlenerek  aralarındaki dayanışmayı  pekiştirdiler.Ancak işlerin düşünüldüğü gibi olmadığı sonradan ortaya çıktı.  Çünkü Nasir-ud Devle’nin planları Ebu Tahir’i Selçukların direktifleri ile ortadan kaldırıp Fınık kalesini ele geçirmek idi . Bu nedenle planlar Selçuklu sultanı Tuğrul Bey Rumlar ile çarpıştığı sırada babası tarafından Cezireye gönderilen Nasir-ud Devleyi kullanmak üzerine kurulmuştu. Nasir-ud Devle Yeğeni Musik Bin Mucli ile Ebu Tahir Bacnewinin kızının izdivacından sonra planlarını devreye sokarak  önce Musik’i tutuklatıp hapse attırdıktan sonra  Hapiste öldürttü. Bu durum karşısında Ebu Tahir Bacnewi’nin gazabından korkan  Nasir-ud Dewle gizlice plan yaparak  ebu Tahir’e keskin bir zehir içirerek ortadan kaldırdı. Ancak Ebu Tahir Bacnawi ardından Ubeydullah isminden genç ve güçlü bir oğlan çocuğu bırakmıştı. Babasının intikan  ateşi ile  yanan Ubeydullah Nasir-ud Devle ile dostluk kurdu kendisine inandırdı. Ardından   yemekli bir davetiye vererek  Nasir-ud Devle’yi  toplantıya çağırdı. Toplantı sırasında  birden ayağa kalkarak kılıcını çekip bir vuruşta  Emir Ebu Harb Nasir-ud  Devleyi öldürerek babasının intikamını aldı , ancak Bu husumet yıllarca devam edip gitti.

Fınık  kalesi Bacnavi Kürtlerinin elinde iken uhdesinde. Şakaki Miran Goniye (Goyan, Goyin, Goyne, Koti, Kotiye) aşiretleri barındırıyordu, Hasankeyf kalesinde ise  bu kale ile beraber Siirt, Beşiri, Tor ve eski bir kent olan Erzen (Garzan) gibi kaza ve nahiyelerde ellerinde bulunuyordu. Şerefname’nin kaleme alındığı 1597’de Hazzo/Sason beylerinin yönetiminde bulunan Erzen’de 12 bin Hristiyan nüfus vardı (Bkz. Şerefname, M. E. Bozarslan çevirisi, s. 177). 

Hasankeyf beylerinin/yöneticilerinin “Melikanlar” adıyla ünlendiklerini söyleyen Şeref Han, bu beylerin Hasankeyf’i Becneviler’den aldıklarına ilişkin rivayeti aktarır (a.g.y., s. 183).Bacnewiler ile beraber Hasankeyf’in belli başlı aşiret ve/veya kabileleri Şerefname’de aşağıdaki gibi verilmektedir: 
Aşti
Mıhalbi
Mihrani
Şakaki (Şeqaqi)
Isturki
Büyük Kurdli
Küçük Kurdli
Reşan
Kişki
Cılki
Hendeki
Sohani
Bidyan
Şêrvan (Şirvan)
Zırkan

Hasankeyf kalesinin  valiliğini daha sonraki yıllarda  İran Şahinşahı Şah İsmailin Eniştesi Ünlü  Melik Halil sürdürmüştür.

 DERLEME MEMEDÊ KAZIM

 

Araştırmalarımız sürüyor.İlave ve düzeltmeler yapılacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder